30 Haziran 2009 Salı

abilify yan etkileri

Etken Maddesi
Aripiprazol

ABILIFY 15 MG 28 TABLET
İthal, Beşeri bir ilaçdır.

Yan etkileri

Enapril genellikle iyi tolere edilir. Yan etkilerin çoğu hafif ve geçici olup tedavinin kesilmesini gerektirmez. En sık görülen yan etkileri baş ağrısı, baş dönmesi ve yorgunluk hissidir. Nadir olarak aşağıdaki yan etkiler ortaya çıkabilir;

Kardiyovasküler sistem: Senkop, ortostatik hipotansiyon, çarpıntı, gögüs ağrısı.

Santral sinir sistemi:Uykusuzluk, parestezi, somnolans.

Gastrointestinal sistem:Karın ağrısı, bulantı, kusma, diyare.

Diğer; dispne, öksürük, anjioödem, pruritus, raş, hiperhidroz; BUN ve kreatininde geçici yükselmeler ortaya çıkabilir. Bu durum özellikle sıvı kaybı ve renovasküler hipertansiyonu olan hastalarda görülür. Serum potasyum seviyelerinde minimal bir yükselmeye yol açabilir. Hemoglobin ve hematokritte minimal düşme, karaciğer enzimlerinde minimal yükselme ve çok nadir olarak lökopeni görülebilir. Konjestif kalp yetmezliği nedeni ile Enapril alan hastaların %1'inde proteinüri saptanmıştır

İlaç Barkodu *8699726014150*

İlaç Fiyatı 221.41 YTL

Reçeteli Verilir.

28 Haziran 2009 Pazar

Azosilin yan etkileri

Etken Maddesi
Ampisilin Trihidrat

AZOSILIN 30 TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

Azosilin yan etkileri


İlaca bağlı olarak bulantı, kusma, diyare, ciltte kızarıklık, alerjik deri döküntüleri, abdominal şikayetler ve anjiyonörotik ödem görülebilir. Diğer penisilinlerde olduğu gibi aşırı duyarlılığa bağlı reaksiyonlar; penisiline aşırı duyarlılık durumlarında veya alerji, astım, saman nezlesi veya ürtikeri olanlarda daha sık görülür. Aşırı duyarlılık reaksiyonları, ürtiker ve deri döküntüleri şeklindedir. Çok nadir olarak eksfoliyatif dermatit ve eritema multiforme de görülmüştür. Anafilaktik reaksiyonlarda antihistaminiklerin yanında gerekirse sistemik kortikosteroidler ve/veya pressör aminler uygulanabilir. Kan ve lenf sistemi: Penisilin tedavisi sırasında anemi, trombositopeni, trombositopenik purpura, eozinofili, lökopeni ve agranülositoz bildirilmiştir. İlacın kesilmesiyle bu belirtiler düzelir. Etkeni bir virüs olan enfeksiyöz mononükleozlu hastalarda ampisilin uygulanması ile yüksek oranda deri döküntüsü gelişebileceği bildirilmiştir.

İlaç Barkodu *8699517010309*

İlaç Fiyatı 16.78 YTL

Reçeteli Verilir.

27 Haziran 2009 Cumartesi

lustral alkol - lustral taplet

Etken Maddesi
Sertralin

LUSTRAL 50 MG 28 TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç formülü ;

LUSTRAL® oral uygulama için 50 mg sertraline eşdeğer sertralin hidroklorür ve boyar madde olarak titanyum dioksit içeren film kaplı çentikli tabletler halinde bulunur.



Farmakodinamik Özellikler
Sertralin, nöronal serotoninin (5-HT) in vitro güçlü ve spesifik bir gerialım inhibitörüdür. Noradrenalin ve dopamin nöronal gerialımı üzerinde sadece çok küçük bir etkisi vardır. Klinik dozlarda, sertralin trombositlere serotonin alınımını bloke eder. Sertralin sedasyon yapmaz ve psikomotor performansı etkilemez. 5-HT geri alınımı üzerine yaptığı selektif inhibisyon ile uyumlu olarak, sertralin katekolaminerjik aktiviteyi artırmaz. Sertralinin muskarinik (kolinerjik), serotonerjik, dopaminerjik, adrenerjik, histaminerjik, GABA veya benzodiazepin reseptörlerine afinitesi yoktur. Kontrollü klinik çalışmalarda depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk tedavisi sırasında kilo alma görülmemiştir; bazı hastalarda sertralin uygulamasıyla vücut ağırlığında azalma görülebilir. Sertralin bağımlılık potansiyeli göstermemiştir. Sertralin (50-200mg/gün) ve plasebonun karşılaştırıldığı çok merkezli, esnek dozlu bir sosyal fobi relaps önleme çalışmasında, 20 haftanın sonunda tedaviye yanıt veren hastalar 24 haftalık ek bir süre boyunca, bir önceki çalışmada sertraline yanıt veren hastaların bir kısmı sertralin (50-200mg/gün doz sınırları içinde) tedavisine devam edecek, diğer bir kısmı plasebo, alacak şekilde yeniden randomize edilmiştir, plaseboya yanıt veren hastalar ise plasebo ile çalışmaya devam etmiştir. 24 haftalık çalışmanın sonunda, sertralin ile tedaviye devam eden hastalar, sertralinin plasebo ile değiştirildiği hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde düşük nüks oranı göstermiştir.

Farmakokinetik Özellikler
Sertralin 50-200mg doz aralığında, dozla orantılı farmakokinetik aktivite gösterir. Sertralinin 50-200mg dozunun, 14 gün süresince, günde bir kez oral alınımından sonra doruk plazma konsantrasyonları (Cmaks) dozdan sonraki yaklaşık 4.5 - 8.4’üncü saatlerde görülür. Farmakokinetik profil adolesan (büyüme çağındaki gençler) veya yaşlılarda 18-65 yaş arasındaki yetişkinlerden anlamlı şekilde farklı değildir. Genç ve yaşlı erkek ve kadınlarda ortalama sertralin yarı ömrü 22-36 saattir. Terminal eliminasyon yarı ömrüne uygun olacak şekilde, bir haftalık günde tek doz uygulama ile elde edilen kararlı durum konsantrasyonlarının yaklaşık iki katına kadar birikim olabilir. Dolaşımdaki ilacın takriben %98'i plazma proteinlerine bağlıdır. Pediyatrik hastalar, sertralini biraz daha büyük oranda verimlilikle metabolize etseler de, pediyatrik obsesif kompulsif bozukluk hastalarında, sertralinin farmakokinetiği yetişkinlerle karşılaştırılabilir olmuştur. Ancak, düşük vücut ağırlığına (özellikle 6 - 12 yaş arası hastalarda) bağlı olarak, aşırı plazma seviyelerinden kaçınmak için, pediyatrik hastalarda daha düşük dozlar önerilebilir. Sertralin büyük oranda karaciğerde ilk geçiş metabolizmasına uğrar. Plazmadaki ana metaboliti olan N-desmetilsertralin, sertralinden in vitro olarak yaklaşık 20 defa daha az aktiftir. N-desmetilsertralinin yarı ömrü takriben 62-104 saattir. Sertralin ve N-desmetilsertralin yoğun bir biçimde metabolize olur ve sonuçta oluşan metabolitler idrar ve feçesle eşit miktarlarda atılır. Sertralinin sadece çok az bir miktarı (< % 0.2) değişmeden idrarla atılır. Sertralinin yaşlılardaki farmakokinetiği daha genç yetişkinlerdekine benzer olmuştur. Gıdalar ile beraber alınması sertralin tabletin biyoyararlanımını önemli ölçüde değiştirmez. Endikasyonları

LUSTRAL®, depresyon tedavisinde, hastalarda mani hikayesi olsun veya olmasın, endikedir. Tatminkar bir cevabı takiben, LUSTRAL®tedavisine devam edilmesi, depresyonun başlangıç epizodunun nüksünün veya yeni depresyon epizodlarının oluşmasının engellenmesinde etkilidir. LUSTRAL®, obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde endikedir. Başlangıçtaki yanıtı takiben obsesif kompulsif bozukluğun uzun süreli tedavisinde, LUSTRAL®’in, 2 yıla kadar devamlı etkinliği, emniyeti ve tolerabilitesi gösterilmiştir. LUSTRAL®, obsesif kompulsif bozukluğu olan 6 yaşından büyük pediyatrik hastaların tedavisinde de endikedir. LUSTRAL®, agorafobi ile beraber seyreden panik bozukluğu dahil olmak üzere, panik bozukluğu tedavisinde endikedir. LUSTRAL®, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) tedavisinde endikedir. LUSTRAL®, sosyal fobinin (sosyal anksiyete bozukluğu) tedavisinde endikedir. Tatminkar bir cevabı takiben, LUSTRAL® tedavisine devam edilmesi, sosyal fobinin başlangıç epizodunun nüksünün engellenmesinde etkilidir. LUSTRAL®, premenstrüel disforik bozukluk (PMDB) tedavisinde endikedir.

LUSTRAL®, sertraline hassasiyeti olduğu bilinen hastalarda ve birlikte monoaminoksidaz inhibitörü alan hastalarda kontrendikedir. (Uyarılar/Önlemler bölümüne bakınız)

Uyarı ve önlemler

Monoamin Oksidaz İnhibitörleri Sertralin ile birlikte selektif MAO inhibitörü olan selegilin ve reversibl MAO inhibitörü olan moklobemid dahil, monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) alan hastalarda, bazen fatal olabilen, ciddi reaksiyonlar bildirilmiştir. Bazı hastalarda serotonin sendromuna benzer görünümler meydana gelmiştir ki bu sendromun semptomları şunlardır: hipertermi, rijidite, miyokloni, vital bulgularda muhtemel hızlı dalgalanmalarla birlikte otonom değişkenlik, konfüzyon, irritabilite dahil mental durum değişiklikleri, deliryum ve komaya varabilen ileri derecede ajitasyon. Bu nedenle, sertralin MAOI ile kombine olarak veya MAOI tedavisinin kesilmesinden sonraki 14 gün içinde kullanılmamalıdır. Benzer şekilde, MAOI tedavisi başlatılacaksa sertralinin kesilmesinden sonra arada en az 14 gün bulunmalıdır (Kontrendikasyonları bölümüne bakınız). Diğer Serotonerjik İlaçlar Farmakodinamik etkileşme olasılığından dolayı, triptofan, fenfluramin veya 5-HT agonistleri gibi serotonerjik nörotransmisyonun etkilerini artıran ilaçlarla birlikte sertralin alınırken dikkatli olunmalı ve mümkünse bu kombinasyonlardan kaçınmalıdır (İlaç Etkileşmeleri bölümüne bakınız). Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI), Antidepresan veya Antiobsesif İlaçlardan Sertraline Geçiş SSRI'nden, antidepresanlardan veya antiobsesif ilaçlardan sertraline geçiş yapılırken, en uygun zamanlama konusunda sahip olunan kontrollü deneyimler sınırlıdır. Özellikle fluoksetin gibi uzun etkili ajanlardan sertraline geçerken dikkatli ve titiz bir medikal değerlendirme yapılmalıdır. Bir selektif serotonin geri alım inhibitöründen (SSRI) diğerine geçiş için gerekli arınma (wash out) zamanı belirlenmemiştir. Mani / Hipomani Aktivasyonu Erken klinik çalışmalar sırasında sertralin ile tedavi edilen hastaların yaklaşık % 0.4'ünde mani veya hipomani aktivasyonu görülmüştür. Major duygulanım bozukluğu olan ve piyasadaki diğer antidepresanlarla ve antiobsesif ilaçlarla tedavi edilen hastaların küçük bir oranında da mani/hipomani aktivasyonu bildirilmiştir. Konvülsiyonlar Konvülsiyonlar antidepresan ve antiobsesif ilaçlar için potansiyel bir risktir. Sertralin, anstabil epilepsili hastalarda kullanılmamalı ve epilepsisi kontrol altında olan hastalar dikkatle gözetim altında tutulmalıdır. Hastada konvulsif nöbetler oluşursa sertralin tedavisi derhal kesilmelidir. İntihar Depresyonda intihar girişimi olasılığı bulunması ve belirgin remisyon oluşuncaya kadar devam edebilme ihtimali nedeni ile, hastalar tedavinin başlangıç dönemlerinde yakın olarak izlenmelidir. Vasıta Sürme/Makine Kullanma Sertralinin psikomotor performans üzerine hiç bir etkisi yoktur. Ancak psikotrop ilaçlar, vasıta sürme veya makine kullanma gibi potansiyel olarak tehlikeli işlerin yapılabilmesi için gerekli zihinsel ve fiziksel kabiliyetleri azaltabileceğinden, hasta gereğince uyarılmalıdır. Karaciğer Yetmezliğinde Kullanım Sertralin yoğun bir biçimde karaciğerde metabolize olur. Çok dozlu bir farmakokinetik çalışmada, normal kişilerle karşılaştırıldığında, hafif stabl sirozu bulunan hastalarda daha uzun eliminasyon yarı ömrü ve yaklaşık 3 kat artmış EAA (Eğri Altı Alanı) ve Cmaks bulunmuştur. Plazma proteinlerine bağlanmada iki grup arasında anlamlı bir farklılık olmamıştır. Sertralin karaciğer hastalığı olan kişilerde ihtiyatla kullanılmalıdır. Karaciğer bozukluğu olan hastalara daha düşük veya daha seyrek doz verilmelidir. Böbrek Yetmezliğinde Kullanım Sertralin büyük oranda metabolize olur. İdrarda değişmemiş ilacın atımı, eliminasyonun minör bir yoludur. Hafif ve orta şiddetli böbrek bozukluğu olanlarda (kreatinin klirensi 30-60 ml/dak) veya orta şiddetli ve şiddetli böbrek bozukluğu bulunanlarda (kreatinin klirensi 10 - 29 ml/dak) çok doz farmakokinetik parametreleri (EAA 0-24 ve Cmaks) belirgin fark göstermez. Yarı ömürleri yakın olmuştur ve plazma proteinlerine bağlanmada farklılık olmamıştır. Sertralinin düşük renal atılımından beklendiği gibi sertralin dozu, böbrek yetmezliğinin derecesine bağlı olarak ayarlanmak zorunda değildir. Çocuklarda Kullanım 6-17 yaş grubundaki depresyonlu veya obsesif kompulsif bozukluğu olan hastalarda sertralin yetişkinlerdekine benzer bir farmakokinetik profil gösterir. Hamilelikte Kullanım Hamilelik kategorisi C’dir. Gebelik esnasında, sertralin ancak öngörülen yararlar risklerden fazlaysa kullanılmalıdır. Emzirme Döneminde Kullanım Emziren annelerde kullanımı; doktor tarafından yararının riskinden daha fazla olduğu düşünülmedikçe önerilmemektedir. Eğer hamilelikte ve/veya emzirme döneminde sertralin kullanılıyorsa, hekim, sertralinin de dahil olduğu SSRI grubu antidepresanları kullanan bazı annelerin yenidoğan bebeklerinde rapor edilen, aniden kesilme reaksiyonlarıyla uyumlu semptomların da dahil olduğu semptomların bildirildiğinin farkında olmalıdır. Çocuk doğurma çağındaki kadınlar, sertralin alırken, uygun bir doğum kontrol yöntemi uygulamalıdırlar. Yaşlılarda Kullanım Yaşlılarda sertralinin etkinliği ile advers etkilerin tipi ve insidansı genç hastalarınki ile aynıdır.

Yan etkileri ;

Klinik Çalışmalarda Elde Edilen Veriler; Depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk için yapılan çok dozlu klinik çalışmalarda sertralin kullanımı ile plaseboya göre daha sık görülen yan etkiler: Otonom sinir sistem: ağız kuruluğu ve terleme artışı Santral ve periferik sinir sistemi: baş dönmesi ve tremor Gastrointestinal sistem: diyare/yumuşak gaita, dispepsi ve bulantı Psikiyatrik: iştahsızlık, uykusuzluk ve somnolans Üreme: seksüel disfonksiyon (esas olarak erkeklerde ejakülasyon gecikmesi) Obsesif kompulsif bozukluğu ve panik bozukluğu olan hastalarda gözlenen yan etki profili depresyon hastalarında görülenlere benzerdir. Pazarlama Sonrasında Elde Edilen Veriler: Pazarlama sonrasında sertralin alan hastalarda görülen ancak ilaçla muhtemel ilişkisi kanıtlanmamış olan advers olaylar aşağıda listelenmiştir. Advers olaylar Dünya Sağlık Örgütü'nün terminolojisine bağlı kalınarak sınıflandırılmışlardır. Seyrek; hastalarda  1/100 oranında görülen istenmeyen olayları, nadir; hastalarda  1/100 ile  1/1000 aralığında görülen istenmeyen olayları ve çok nadir; hastalarda  1/1000 oranında görülen istenmeyen olayları tanımlamak için kullanılmıştır. Otonom sinir sistemi: Nadir: midriazis; Çok nadir: priapizm Tüm vücut: Seyrek: asteni, halsizlik ve sıcak basması; Nadir: ateş; Çok nadir: alerjik reaksiyonlar, alerji Kardiyovasküler sistem: Seyrek: göğüs ağrısı, çarpıntı; Nadir: hipertansiyon, periorbital ödem, senkop ve taşikardi Santral ve periferik sinir sistemi: Seyrek: baş ağrısı, hareket bozuklukları (hiperkinezi, hipertoni, diş gıcırdatma veya yürüyüş şekli anormalliklerini de içeren ekstrapiramidal semptomlar), parestezi, hipoestezi; Nadir: migren; Çok nadir: koma, konvülsiyonlar. Ayrıca serotonin sendromu ile görülen belirti ve semptomlar bildirilmiştir: Bazı vakalarda serotonerjik ilaçların beraber kullanımı ile görülen bu yan etkiler, ajitasyon, konfüzyon, fazla terleme, diyare, ateş, hipertansiyon, rijidite ve taşikardiyi içerir. Endokrinolojik: Çok nadir: galaktore, hiperprolaktinemi ve hipotroidizm. Gastrointestinal sistem: Seyrek: karın ağrısı ve kusma; Çok nadir: pankreatit Hemopoietik sistem: Nadir: purpura; Çok nadir: değişmiş trombosit fonksiyonu, kanama anomalisi (epistaksis, gastrointestinal kanama veya hematüri gibi) lökopeni, ve trombositopeni Laboratuar değişiklikleri: Çok nadir: anormal klinik laboratuar sonuçları. Karaciğer / safra: Çok nadir: serum transaminazlarında (SGOT ve SGPT) asemptomatik artışlar, ciddi karaciğer olayları (hepatit, sarılık ve karaciğer yetmezliği dahil) Metabolik / beslenme: Çok nadir: hiponatremi ve serum kolesterolünde artış Psikiyatrik: Seyrek: ajitasyon, anksiyete; Nadir: depresif semptomlar, hallüsinasyon; Çok nadir: agresif reaksiyon ve psikoz Üreme: Seyrek: menstrual düzensizlikler Solunum: Çok nadir: bronkospazm Deri: Seyrek: döküntü; Nadir: alopesi; Çok nadir: anjioödem ve eritema multiforme gibi ciddi eksfoliatif deri hastalıklarına dair seyrek raporlar Üriner: Çok nadir: yüzde ödem ve üriner retansiyon Diğer: Çok nadir: sertralinin kesilmesinin ardından rapor edilen semptomlar. Bu semptomlar, ajitasyonu, anksiyeteyi, baş dönmesini, baş ağrısını, bulantıyı ve paresteziyi içerir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

İlaç Barkodu *8699532095473*

İlaç Fiyatı 15.38 YTL

Reçeteli Verilir.

Parol ağrı kesici

Etken Maddesi
Paracetamol

PAROL 500 MG 30 TABLET

Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

Endikasyonları

Baş ve diş ağrıları, migren, dismenore, miyalji, nevralji, tüm müsküloskeletal ve tonsilektomi ağrılarında analjezik; soğuk algınlığı, influenza ve diğer bakteriyel ve viral enfeksiyonlarda ise hem analjezik hem de antipiretik etki gösterir.

Uyarılar - Önlemler ;

Anemili veya kardiyak, pulmoner, renal ya da hepatik hastalıkları olan kişilerde doktor kontrolü olmadan kullanılmamalıdır. Analjezik ilaçlar doktora danışılmadan uzun süre kullanılmamalıdır. Karaciğeri etkileyen diğer ilaçlar ile tedavi edilen hastalarda doktor önerisi ile kullanılmalıdır. 5 günden uzun süren ağrılarda, ateşi 39.5°C'den fazla olanlarda, 3 günden daha uzun süren ateşte ve tekrarlayan ateş vakalarında doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır. Hamilelikte kullanım: Hamilelikte dikkatli ve doktor kontrolü altında fayda-zarar ilişkisi gözönünde bulundurularak kullanılmalıdır. Emziren annelerde kullanım: Parasetamolün süte geçip geçmediği bilinmemektedir. Bu nedenle dikkatli kullanılmalıdır.

Yan Etkileri ;

Parasetamol nadiren alerjik ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarına ve makülopapüler döküntülere neden olabilir. Yine çok nadir olarak mide bulantısı görülebilir. Bu yan etkiler ilaç kesildiğinde ortadan kalkar. Uzun süreli kullanımda nadir olarak hemolitik anemi, trombositopenik purpura ve agranülositoz vakaları kaydedilmiştir.

Etkileşimler ;

Tedavi dozunda etkileşim belirlenememiştir. Yüksek dozda ve uzun süreli kullanımda antikoagülan ilaçların etkisini arttırmaktadır. Uzun süreli yüksek dozlarda kullanılan parasetamol, kumarin, indantoin türevleri ile fenotiazinlerle etkileşebilir, ürinez, 5-hidroksi-indol asetik testinde yanlış pozitif sonuç verebilir.

İlaç Barkodu *8699560010745*

İlaç Fiyatı 1.91 YTL

Reçeteli Verilir.

25 Haziran 2009 Perşembe

MUSCORIL merhem krem

Etken Maddesi
Tiyokolşikosid

MUSCORIL 4 MG 2 ML 6 AMPUL
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.


4 mg Tiyokolsikosid Ampul
2 ml Enjeksiyonluk su Ampul
4 mg Tiyokolsikosid Kapsül
-------- Enjeksiyonluk su Kapsül

Endikasyonları ;


Tiyokolsikosid aşağıda belirtilmiş olan durumlarda, ağrılı kas spazmlarının semptomatik tedavisi amacıyla kullanılır:
- Tortikolis, dorsalji, lombalji gibi dejeneratif vertebra hastalıkları ve vertebranın statik patolojileri
- Spastisitenin eşlik ettiği travmatolojik ve nörolojik kökenli bozukluklar
- Rehabilitasyon sırasında

Kontrendikas yonları ;

Hayvanlar üzerinde herhangi bir teratojen etki bildirilmemiştir. Bu deneysel çalışmalar, klinik veri bulunmadığı için ilacın insanlar üzerindeki malformasyon etkisinin belirlenmesine yeterli değildir.
Laktasyonda kullanımı :
İlacın anne sütüne geçtiği bilinmektedir.
Emziren kadınlarda ilacın hasta için önemi dikkate alınarak, ya ilaç ya da emzirme kesilmelidir.

Yan Etkileri ;

AMPUL :
İ.M. uygulama sonrasında nadir olarak tansiyon düşmesi, geçici bilinç bulanıklığı veya eksitasyon bildirilmişitir.
Tiyokolsikaside karşı aşırı duyarlığa bağlı olarak deri belirtileri ortaya çıkabilir.
KAPSÜL :
Nadiren sindirim şikayetlerine (gastralji, ishal) yol açabilir.

Etkilşimler

Herhangi bir etkileşim bildirilmemiştir. Ancak benser etkideki diğer ilaçlarla birlikte kullanıldığında dikkatli olunmalıdır.

Dozu Kullanam ;

AMPUL :
Yetişkinler :
Günde 2 defa 1 ampul (4 mg) İ.M. uygulanır. Şiddetli kas kramplarında tedaviye günde 2 defa intramüsküler uygulanan 1 ampul (4 mg) ile başlanır. Ampul formu ile önerilen tedavi süresi 3-5 gündür. Gerekirse tedavi 5-7 gün, oral olarak günde 2 defa 2 kapsül (8 mg) ile sürdürülür. Fizik tedavi seanslarında hazırlık için; kas gevşetici etkinin elde edilmesi için gereken süre (İ.M. enjeksiyondan sonra 30-40 dakika) göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklarda :
Tiyokolsikosidin çocuklarda kullanımı önerilmektedir.
KAPSÜL:
Yetişkinlerde :
Günde 2 defa 2 kapsül (8 mg) uygulanır. tedavi süresi 5-7 gündür. Kapsüller tok karnına alınmalıdır. Şiddetli kas kramplarında tedaviye günde 2 defa intramüsküler uygulanan 1 ampul (4 mg) ile başlanır. Ampul formu ile önerilen tedavi süresi 3-5 gündür. Fizik tedavi seanlarında hazırlık için; kas gevşetici etkinin elde edilmesi için gereken süre (1-2 saat) göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocuklarda :
Tiyokolsikosidin çocuklarda kullanımı önerilmektedir

21 Haziran 2009 Pazar

XANAX [ 0,5 MG 30 TABLET ]

Etken Maddesi
Alprazolam

XANAX 0,5 MG 30 TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç Formülü ;

Her bölünebilir tablette 0.5 mg alprazolam bulunan 30 tabletlik ve her bölünebilir tablette 1.0 mg alprazolam bulunan 50 tabletlik ambalajlarda.

Endikasyonları ;

1.Anksiyete durumları ( anksiyete nevrozları ) 2.Karma anksiyete-depresyon durumları 3.Nörotik ya da reaktif depresyon durumları 4.Başka hastalıklara eşlik eden anksiyete durumları, karma anksiyete-depresyon ya da nörotik depresyonlar 5.Panikle birlikte görülen hastalıklar

Kontrendikas yonları ;

Xanax ( alprazolam ), benzodiazepinlere aşırı duyarlık gösterdikleri bilinen hastalarda kontrendikedir.

Uyarılar - Önlemler ;

Xanax�ın primer teşhisin şizofreni olduğu hastalarda kullanılması öğütlenmemektedir. Alkolikler ve uyuşturucu alışkanlığı olanlar benzodiazepinlerle tedavide denetim altında tutulması gerekir. Primer depresyon belirtisi psikomotor yavaşlama olanlarda; bipolar depresyon hastalarında ve psikotik belirtiler gösterenlerde Xanax kullanılmamalıdır. Xanax kullanırken uyku hali ya da baş dönmesi gelişmediği saptanıncaya kadar hastalara motorlu taşıt ya da tehlikeli cihazlar kullanmamaları öğütlenmelidir. Diğer benzodiazepinlerde olduğu gibi, Xanax tedavisini birdenbire kesmekten kaçınılmalıdır. Ani kesmenin sonuçlarını önlemek için, dozaj tedricen azaltılmalıdır. İlacın ani bırakılması sonucu disfori, uykusuzluk, karın ve kas krampları, kusma, terleme, tremor ve bazen konvülziyonları kapsayabilen majör bir sendrom görülebilir. Bu belirti ve bulgulara, uzun sürelerle aşırı dozlar alan hastalarda daha sık rastlanmaktadır. Ağır depresyonlu ya da intihar eğilimli hastalara, ilaç kısıtlı miktarlarda reçete edilmelidir. Panikle birlikte görülen hastalıklar, birincil ve ikincil major depresyonlar ile birlikte görüldüğünden, bu hasta grubunda, tedavi edilmeyen vakalar arasında intihar oranı yüksektir. Bu yüzden, bu grup hastalarda, diğer psikotrop ilaçlarda olduğu gibi, Xanax da dikkatli reçete edilmelidir.Böbrek ya da karaciğer fonksiyonu bozukluğu olan hastaların tedavisinde geçerli önlemlere uyulmalıdır.18 yaşından küçük çocuklarda Xanax�ın etkinliği ve güvenirliği kanıtlanmamıştır. Gebelikte Kullanım: Gebeliğin ilk 3 ayında Xanax kullanımından kaçınılmalıdır. Emzirme döneminde Kullanım: Birçok ilaç anne sütüne geçebildiğinden, ilaç kullanan annelerin emzirmemesi öğütlenmektedir. Dikkat! Bağımlılık yapabilir.

Yan Etkiler ;

Yan etkiler tedavinin başlangıcında gözlenir ve çoğunlukla tedavinin devamında veya doz azaltıldığında kaybolur. Xanax tedavisi sırasında en yaygın olumsuz reaksiyonun uyku hali olduğu saptanmıştır. Daha az oranda baş dönmesi, görme bulanıklığı, baş ağrısı, depresyon, uykusuzluk, sinirlilik/anksiyete, tremor, kilo kaybı koordinasyon bozuklukları, çeşitli mide-barsak ve otonom sinir sistemi belirtileridir. Panikle birlikte görülen hastalığı olanlarda en sık karşılaşılan yan etkilerde şunlardır: sedasyon/sersemleme, halsizlik, ataksi/koordinasyon bozukluğu ve peltek konuşma.

Etkileşimler ;

Xanax, diğer psikotrop ilaçlar, antikonvülsanlar, antihistaminikler, alkol ya da MSS�de depresyona yol açan ilaçlarla birlikte kullanıldığında, merkezi sinir sistemi üzerinde ek bir depresif etki yaratırlar. Benzodiazepinlerin başka ilaçlarla da etkileştikleri bilinmektedir. Örneğin, alprazolam ve bazı belirli benzodiazepinlerin, simetidin ya da makrolit antibiyotiklerle birlikte kullanıldıklarında klerenslerinin geciktiği saptanmıştır. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir.

Dozu Kullanma ;

Her hasta için optimum Xanax dozu saptanmalıdır. Aşağıdaki günlük dozaj tablosu birçok hastanın gereksinimine uyabilir. Yüksek dozaj gerektiğinde, günlük dozlarından önce akşam dozları arttırılmalıdır. Anksiyete: 3 kez 0.25-0.5 mg , Birkaç doza bölünerek günde 0.5-4 mg artırılır. Depresyon: 3 kez 0.5 mg , Birkaç doza bölünerek günde 1.5-4.5 mg artırılır. Geriyatrik hastalar veya zayıf düşüren hastalık mevcudiyetinde : 2-3 kez 0.25 mg , Birkaç doza bölünerek günde 0.5-0.75 mg; gerekirse ve tolere edilebilirse tedricen artırılır. Panikle birlikte görülen hastalıklar : Yatarken 0.5-1.0 mg , Doz, yanıta göre ayarlanmalıdır.Doz artırımları 3-4 günde 1.0 mg dan daha hızlı yapılmamalıdır. Klinik araştırmalarda kullanılan ortalama doz günde 5.7±2.3 mg�dır. Ender olarak günde 10 mg�a çıkılmıştır. İncelemeler, yüksek dozlardan ( 195 mg/kg�dan fazla; insanda günlük maksimum dozun 2000 katı ) sonra, kardiyo-pulmoner kolapsın gelişebildiğini göstermişti

İlaç Barkodu *8699502011809*

İlaç Fiyatı 10.24 YTL

Reçeteli Verilir.

LAROXYL [ 10 MG ] 30 DRAJE

Etken Maddesi
Amitriptilin HCL

LAROXYL 10 MG 30 DRAJE
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç Formülü ;

Bir draje 25 mg amitriptiline eşdeğer amitriptilin hidroklorür içerir.
Yardımcı maddeler: Demir oksit kırmızı, titanyum dioksit, şeker, laktoz

Endikasyonları ;

Laroxyl, depresyon belirtilerinin giderilmesinde, özellikle endojen depresyonun tedavisinde endikedir.

Kontrendikas yonları ;

Dibenzazepin ilaçlarına karşı bilinen aşırı duyarlılığı olan hastalar. Yakın zaman önce geçirilmiş miyokard enfarktüsü; her düzeydeki kalp blokları; kardiyak aritmiler. Trisiklik antidepresan kullanımıyla durumunun ağırlaşabileceği manik hastalar. Laroxyl, antikolinerjik etkileri nedeniyle de dar açılı glokom vakalarında veya prostat hipertrofisini düşündürecek semptomları olan hastalarda kullanılmamalıdır. Laroxyl, monoamino oksidaz inhibitörleriyle birlikte verilmemelidir. Monoamino oksidaz inhibitörleriyle tedavi gören hastalarda, monoamino oksidaz inhibitörlerinin kesilmesinden sonra Laroxyl tedavisinin başlanmasına kadar iki haftalık bir ara bırakılmalıdır. Laroxyl'in başlangıç dozu düşük olmalı ve aşamalı olarak artırılmalıdır. Amitriptilin veya ilacın içerdiği diğer yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda Laroxyl kullanımı kontrendikedir.

Uyarılar - Önlemler ;

Genç, yaşlı veya halsiz hastalarda ve kronik böbrek veya karaciğer hastalığı bulunanlarda dozların değiştirilmesi gerekebilir. Prostatik hipertrofi, üriner retansiyon, hipertiroidizm veya kan diskrazisi öyküsü olan hastalara Laroxyl verilirken dikkatli olunmalıdır. Trisiklik antidepresan alan hastalar düzenli gözlem altında tutulmalı, serebral ve kardiyak fonksiyon üzerindeki etkilerine özel bir dikkat gösterilmelidir. Laroxyl'in gebelikte özellikle de ilk trimesterde kullanımından kaçınılmalıdır. Gebeliğin son trimesterinde verilen trisiklik antidepresanlar yoksunluk semptomları, fetusta solunum depresyonu ve ajitasyon gibi yan etkilere neden olurlar. Amitriptilin anne sütüne geçebilir. Bu nedenle, emzirme sırasında Laroxyl'den kaçınılmalıdır. Epilepsi öyküsü veya geçirilmiş yeni konvülsiyon öyküsü olan hastalara Laroxyl verilmemelidir. Laroxyl, nöroleptikler, trankilizanlar, hipnotikler, analjezikler ve anestezikler gibi santral etkili ilaçlarla birlikte verilirse sedatif etkisi artabilir. Bu tip tüm ilaçlar gibi Laroxyl'in de, doz, uygulama ve kişisel duyarlılık gibi etkenlere çeşitli derecelerde bağımlı olarak, hastanın beceri gerektiren işlerdeki (araba kullanma, makine kullanma vs) performansını değiştirebileceği, hastalara söylenmelidir. Hastalara ayrıca, alkolün herhangi bir bozukluğu artırabileceği ve bu nedenle tedavi sırasında kullanılmaması gerektiği de söylenmelidir. Trisiklik antidepresan tedavisi sırasında verilen anestezi aritmi ve hipotansiyon riskini artırabilir. Eğer anestezi gerekliyse, anesteziste hastanın Laroxyl ile tedavi görmekte olduğu söylenmelidir. Amitriptilin guanetidin, betanidin veya debrizokin (Declinax) gibi adrenerjik nöron blokerlerinin ve muhtemelen klonidinin antihipertansif etkilerini azaltabilir. Laroxyl tedavisi sırasında tüm antihipertansif tedavinin gözden geçirilmesi tavsiye edilir. Tiroid ilaçları veya antikolinerjik ilaçlar alan hastalar yakından izlenmelidir. Laroxyl adrenalin, efedrin, izoprenalin, noradrenalin, fenilefrin ve fenilpropanolamin gibi sempatomimetik ajanlarla birlikte verilmemelidir. Barbitüratlar, amitriptilinin antidepresan etkisini azaltabilir, metilfenidat ise artırabilir. Depresyondaki hastalarda intihar olasılığı bulunduğu akılda tutulmalıdır ve özellikle tedavinin erken dönemlerinde hastalar dikkatle gözlenmelidirler. Amitriptilin ani olarak kesildiğinde yoksunluk semptomlarının ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu nedenle, uzun süreli kullanımdan sonra, özellikle Laroxyl, yüksek dozda verilmişse yavaş yavaş azaltarak kesilmelidir. Duyarlı kişilerde aşırı duyarlılık reaksiyonları gelişebilir.

Yan Etkileri ;

En sık görülen yan etkiler tedavinin ilk birkaç günündeki uyuşukluk, ağız kuruluğu, baş dönmesi, kabızlık, akomodasyon bozuklukları, taşikardi, intraoküler basınç artması ve idrar tutukluğu gibi antikolinerjik etkilerdir; bunlar da zamanla genellikle azalır veya kaybolurlar. Yaşlı hastalar yan etkilere daha duyarlıdırlar ve tedaviye düşük dozda Laroxyl ile başlanmalıdır. Diğer yan etkiler nadirdir ve baş ağrısı, hipotansiyon, gastrointestinal bozukluklar, deri döküntüleri, tremor, cinsel fonksiyonda değişiklik ve idrar retansiyonunu kapsar. Kan diskrazileri, ikter, hipomani, konvülsiyon ve periferik nöropati görülen izole vakalar da bildirilmiştir. Amitriptilinin yüksek dozları ile veya kişinin aşırı dozda uygulaması ile kardiyak aritmilerin ve ciddi hipotansiyonun görülmesi olasıdır. Ayrıca, daha önceden kalp hastalığı bulunan hastalarda normal dozda bile görülebilirler. Mani ve paranoid hezeyanlar gibi psikoza bağlı belirtiler trisiklik antidepresan tedavisi sırasında şiddetlenebilirler.

Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı

Laroxyl'in gebelikte özellikle de ilk trimesterde kullanımından kaçınılmalıdır. Gebeliğin son trimesterinde verilen trisiklik antidepresanlar yoksunluk semptomları, fetusta solunum depresyonu ve ajitasyon gibi yan etkilere neden olurlar. Amitriptilin anne sütüne geçebilir. Bu nedenle emzirme sırasında Laroxyl kullanılmalıdır.

Etkileşimler ;

Laroxyl, antikolinerjik ya da sempatomimetik ilaçlarla (lokal anesteziklerle kombine edilen epinefrin de dahil) birlikte ancak hekim kararı ve hekim kontrolünde kullanılabilir. Antidepresanlarla, antikolinerjik etkili ilaçları birlikte kullanan hastalarda, paralitik ileus gelişebilmektedir. Simetidin, trisiklik antidepresanların karaciğerdeki metabolizmasını azaltmakta ve eliminasyonu geciktirerek, bu ilaçların kararlı plazma konsantrasyon seviyesini yükseltmektedir. Simetidin ile birlikte kullanıldığında, trisiklik antidepresanların etkilerinde klinik açıdan anlamlı farklılıklar oluştuğu bildirilmiştir. Simetidin ile trisiklik antidepresanların plazma seviyelerinin yükseldiği ve başta antikolinerjik olmak üzere yan etkilerin sıklığı ve şiddetinin arttığı saptanmıştır. Antidepresan ile simetidinin birlikte kullanıldığı ve çok iyi takip edilmekte olan hastalarda, simetidinin kesilmesiyle antidepresanın plazma seviyesi ve etkinliğinde düşüş olabilir. Laroxyl ile birlikte yüksek doz etklorvinol kullanılan hastalar yakından izlenmelidir. Bir gram etklorvinol ve 75-150 mg amitriptilin HCl kullanan hastalarda geçici delirium bildirilmiştir. Amitriptilin, guanetidin, debrizokin, betanidin ve klonidin gibi antihipertansiflerin etkisini bloke edebilir. Fluoksetin ve fluvoksamin gibi serotonin geri emilim inhibitörleri ile beraber kullanımı, amitriptilinin plazma konsantrasyonunu artırabilir. Bu nedenle, doz ayarlaması gerekebilir.

Dozu Kullanma ;

Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;

Yetişkinler: Önerilen başlangıç dozu günde üç kez bir draje Laroxyl (10 mg veya 25 mg)�dır. Gerekli olduğunda istenilen terapötik yanıt alınana kadar, doz kademeli olarak artırılabilir. İdame dozu genellikle, günde 2-4 draje Laroxyl ( 25 mg)�dır. İdame tedavisinde verilecek miktar tek doz halinde ve tercihen akşamları ya da yatmadan hemen önce verilebilir. Nadir olarak günlük dozun 150 mg'ı aşması gerekebilir, ancak bununla birlikte, hospitalize hastalarda dozun 300 mg'a kadar yükseltilmesi bazen gerekli olabilir.

Yaşlı hastalar: Etkisine karşı daha fazla duyarlılık bulunması olasılığı yüzünden, Laroxyl'e yaşlı hastalarda her zaman daha düşük dozlarla başlanmalıdır. Yaşlı hastalarda ve hafif depresyon vakalarında önerilen başlangıç dozu günde üç kez 10 mg'dır. Bu hastalarda günde 50 mg'lık idame dozu yeterli olabilmektedir. İdame tedavisi için toplam doz, bir kerede ve tercihen akşamları ya da yatmadan hemen önce verilebilir.

Çocuklar: Laroxyl pediatrik kullanımda önerilmemektedir.

Doz Aşımı

Amitriptilinin isteğe bağlı veya yanlışlıkla alınan aşırı dozuna bağlı ölüm görülmüştür. Semptomlar uyuşukluk hali, stüpor ve koma; taşikardi ve diğer kardiyak aritmiler, ventriküler fibrilasyon dahil; ciddi hipotansiyon ve konjestif kalp yetmezliği; ajitasyon, hiperrefleksi ve konvülsiyonlar; hiperpireksi, pupilla dilatasyonu ve paralitik ileustur. Tedavi semptomatik ve destekleyicidir. Mide olabildiğince çabuk yıkanmalı ve bunu aktif kömür kullanımı izlemelidir. Solunum yolu açık tutulmalı ve sıvı alımı uygun olmalıdır. Devamlı olarak EKG ile izlenmesi gereklidir; ciddi kardiyak aritmiler neostigmin (Prostigmine), piridostigmin (Mestinon) veya propranolol ile tedavi edilebilirler. Kan basıncını sabit tutmak için intravenöz sıvı gerekebilir. Vücut ısısı düzenlenmelidir. Konvülsiyonları kontrol etmek için intravenöz diazepam (Valium) tavsiye edilir. Amitriptilinin aşırı dozunda verilecek spesifik bir antidot yoktur ancak fizostigminin intravenöz verilmesinin (1-3 mg) semptomları düzelttiği bildirilmiştir. Endike olan durumlarda doz tekrarlanmalıdır. Santral olarak etkili ilaçlarla, özellikle alkol ile birlikte alındığında, aşırı doza bağlı etkilerin daha şiddetli olması olasıdır.

Saklama Koşulu
30oC'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

İlaç Barkodu ;

*8699505120492*

İlaç Fiyatı ; 1.07 YTL

Reçeteli Verilir.

MINOSET PLUS [ 30 TABLET ]

Etken Maddesi
Paracetamol + Propyphenazone + Caffeine

MINOSET PLUS 30 TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç Formülü ;

- Şurup: 1 ölçek (5 ml) 150 mg parasetamol; - Tablet: 500 mg parasetamol içerir.

Endikasyonları ;

Minoset hafif ve orta derecede ağrı kesici ve ateş düşürücü etki gösterir. Baş ve diş ağrıları, miyalji, nevralji, tüm müsküloskeletal ve tonsilektomi ağrılarında analjezik; soğuk algınlığı, influenza ve diğer bakteriyel ve viral enfeksiyonlarda ise hem analjezik hem de antipiretik etki gösterir

Kontrendikas yonları ;

Parasetamole karşı aşırı duyarlılık ve karaciğer hastalığı.

Uyarılar ve Önlemler ;

Anemili veya kardiyak, pulmoner, renal ya da hepatik hastalıkları olan kişilerde doktor kontrolü olmadan kullanılmamalıdır.

Yan Etkiler ;

Parasetamol nadiren alerjik ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarına ve makülopapüler döküntülere neden olabilir. Ilaç kesildiğinde ortadan kalkar.

Etkileşimler ;

Tedavi dozunda etkileşim belirlenememiştir.

Dozu Kullanma ;

- Şurup: 1 yaşından küçük çocuklarda: Günde 3-4 defa 1/2 -1 ölçek; 1-5 yaş arası çocuklarda: Günde 3-4 defa 1 - 1½ ölçek; 6-12 yaş arası çocuklarda: Günde 3-4 defa 1½ - 3 ölçek Doz çocuğun yaşına ve kilosuna göre ayarlanmalıdır. Her 6 saatte bir 60 mg/kg/gün hesabıyla yani herbiri 15 mg/kg olarak 4 defada verilmelidir. Minoset pediatrik şurup bir bardak suya, süte veya meyve suyuna karıştırılarak da içilebilir. - Tablet: Günde 3-4 defa; erişkinlerde 1-2 tablet; 9-12 yaş arası 1 tablet; 6-9 yaş arası ½ tablet Doz Aşımı: Ilacın toksik dozlarda alımından sonraki 2-3 saat içinde bulantı, kusma, karın ağrıları oluşur. Ilaç henüz alınmışsa, Ipeka şurup ile kusturma veya gastrik aspirasyon ve lavaj yapılmalıdır. Antidot olarak 16 saat içinde asetil sistein veya metionin verilmelidir.

İlaç Barkodu ;
*8699546015610*

İlaç Fiyatı ;
4.75 YTL

Reçeteli Verilir

MUSCORIL [ 4 MG 20 KAPSUL ]

Etken Maddesi
Tiyokolşikosid

MUSCORIL 4 MG 20 KAPSUL
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç Formülü ;

4 mg Tiyokolsikosid Ampul
2 ml Enjeksiyonluk su Ampul
4 mg Tiyokolsikosid Kapsül
-------- Enjeksiyonluk su Kapsül

Endiskasyonları ;

Tiyokolsikosid aşağıda belirtilmiş olan durumlarda, ağrılı kas spazmlarının semptomatik tedavisi amacıyla kullanılır:
- Tortikolis, dorsalji, lombalji gibi dejeneratif vertebra hastalıkları ve vertebranın statik patolojileri
- Spastisitenin eşlik ettiği travmatolojik ve nörolojik kökenli bozukluklar
- Rehabilitasyon sırasında

Kontrendikas yonları ;

Tiyokolsikoside aşırı duayralılığı olanlarda, adate hipotonisinde, gevşek parolizide kontrendikedir.

Uyarılar Önlemler ;

Hayvanlar üzerinde herhangi bir teratojen etki bildirilmemiştir. Bu deneysel çalışmalar, klinik veri bulunmadığı için ilacın insanlar üzerindeki malformasyon etkisinin belirlenmesine yeterli değildir.
Laktasyonda kullanımı :
İlacın anne sütüne geçtiği bilinmektedir.
Emziren kadınlarda ilacın hasta için önemi dikkate alınarak, ya ilaç ya da emzirme kesilmelidir.

Yan Etkiler ;

AMPUL :
İ.M. uygulama sonrasında nadir olarak tansiyon düşmesi, geçici bilinç bulanıklığı veya eksitasyon bildirilmişitir.
Tiyokolsikaside karşı aşırı duyarlığa bağlı olarak deri belirtileri ortaya çıkabilir.
KAPSÜL :
Nadiren sindirim şikayetlerine (gastralji, ishal) yol açabilir.

Etkileşimler ;

Herhangi bir etkileşim bildirilmemiştir. Ancak benser etkideki diğer ilaçlarla birlikte kullanıldığında dikkatli olunmalıdır.

Dozu Kullanma ;

AMPUL :
Yetişkinler :
Günde 2 defa 1 ampul (4 mg) İ.M. uygulanır. Şiddetli kas kramplarında tedaviye günde 2 defa intramüsküler uygulanan 1 ampul (4 mg) ile başlanır. Ampul formu ile önerilen tedavi süresi 3-5 gündür. Gerekirse tedavi 5-7 gün, oral olarak günde 2 defa 2 kapsül (8 mg) ile sürdürülür. Fizik tedavi seanslarında hazırlık için; kas gevşetici etkinin elde edilmesi için gereken süre (İ.M. enjeksiyondan sonra 30-40 dakika) göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklarda :
Tiyokolsikosidin çocuklarda kullanımı önerilmektedir.
KAPSÜL:
Yetişkinlerde :
Günde 2 defa 2 kapsül (8 mg) uygulanır. tedavi süresi 5-7 gündür. Kapsüller tok karnına alınmalıdır. Şiddetli kas kramplarında tedaviye günde 2 defa intramüsküler uygulanan 1 ampul (4 mg) ile başlanır. Ampul formu ile önerilen tedavi süresi 3-5 gündür. Fizik tedavi seanlarında hazırlık için; kas gevşetici etkinin elde edilmesi için gereken süre (1-2 saat) göz önünde bulundurulmalıdır.
Çocuklarda :
Tiyokolsikosidin çocuklarda kullanımı önerilmektedir.

İlaç Barkodu ;

*8699542150063*

İlaç Fiyatı ;

13.87 YTL

Reçeteli Verilir.

TETRADOX [ 100 MG ] 14 KAPSÜL

Etken Maddesi
Tetrasiklin HCL

TETRADOX 100 MG 14 KAPSÜL
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç Formulü ;

Doktor tarafından başka bir şekilde önerilmediği takdirde; mutad doz; yetişkinlerde ve okul çocuklarında günde 3 kez 2'şer tablet, takiben 3 kez 1'er tablettir. İnatçı ve ciddi enfeksiyonlarda daha yüksek dozlar uygulanabilir. Üriner sistem enfeksiyonlarında piridyum antibakteriyel bir ilaçla kombine uygulandığında tedavi süresi 2 günü geçmemelidir. Çünkü, AZOSİLİN ile 2 günü aşan tedavilerin daha sonra tek başına uygulanacak ampisilin tedavisine göre daha yararlı olduğuna dair yeterli kanıt yoktur. DOZ AŞIMI Piridyumun doz aşımında: methemoglobinemi, hemolitik anemi, deri pigmentasyonu, böbrek ve karaciğer bozukluğu meydana gelebilir, arasıra karaciğer yetmezliği veya geçici, non-oligürik akut böbrek yetmezliği de görülebilir. Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği olan hastalar hemolize eğilimlidir. Piridyumun akut doz aşımında hastanın midesi gastrik lavaj veya kusturarak hızla boşaltılmalıdır. Semptomatik ve destekleyici tedavi verilmelidir. İntravenöz 1-2 mg/kg'a metilen mavisi veya oral 100-200 mg askorbik asit methemoglobinemide gerileme ve siyanozun kaybolmasını sağlayacaktır. İnfantlarda piridyum doz aşımında, kan transfüzyonları başarılı olmuştur. Pirimidin kaynaklı akut renal yetmezlikte sıvı ve elektrolik dengesinin korunması için peritoneal diyaliz yararlı olabilir.

Endikasyonları ;

Tetradox, duyarlı mikroorganizmaların etken olduğu ürogenital sistem, solunum sistemi, yumuşak doku, gastrointestinal, oftalmik ve diğer çeşitli enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Aşağıdaki mikroorganizmaların etken olduğu enfeksiyonlarda Tetradox endikedir: Rickettsiae (Kayalık Dağlar benekli humması, Q ateşi, tifüs ateşi ve tifüs grubu hastalıklar), Mycoplasma pneumoniae (PPLO, Eaton ajanı), psittakoz ve ornitroz etkenleri (Chlamydia psittaci), Lenfogranuloma venereum ve Granuloma inguinale etkenleri, Borrelia recurrentis. Gram-negatif bakteriler: Haemophilus ducreyi (yumuşak şankr), Yersinia pestis, Francisella tularensis, Bartonella bacilliformis, Vibrio cholerae, Campylobacter fetus, Brucella türleri (streptomisin ile beraber kullanılır), Actinobacillus actinomyecetemcomitans. Aşağıdaki mikroorganizmaların duyarlı suşlarının etken olduğu enfeksiyonlarda Tetradox kullanılır. Gram-negatif bakteriler: Escherichia coli, Enterobacter aerogenes, Shigella türleri, Mima türleri, Herellea türleri, Haemophilus influenzae (solunum yolu enfeksiyonları), Klebsiella türleri (solunum yolu ve üriner sistem enfeksiyonları). Gram-pozitif bakteriler: Streptokok türleri (organizmanın duyarlı olduğu gösterilirse), Diplococcus pneumoniae, Staphylococcus aureus solunum yolu, deri ve yumuşak doku enfeksiyonları). Aşağıdaki mikroorganizmaların etken olduğu enfeksiyonlarda, penisilinin kontrendike olması durumunda Tetradox alternatif tedavi olarak uygulanabilir: Treponema pallidum, Treponema pertenue, Listeira monocytogenes, Clostridium türleri, Bacillus anthracis, Fusobacterium fusiforme (Vincent enfeksiyonu), Actinomyces türleri. Diğer Kullanım Alanları Akut intestinal amibiyaziste, amibisidlere yardımcı olarak; ağır akne vakalarında yardımcı tedavi olarak, trahom; inklüzyon konjunktiviti; Chlamydia trachomatis'in etken olduğu erişkinlerdeki komplikasyonsuz üretral, endoservikal veya rektal enfeksiyonlar, Chlamydia trachomatis'in etken olduğu akut epididimo-orşit, Chlamydia trachomatis'in ve Ureaplasma urealyticum'un etken olduğu nongonokokal üretrit; erişkinlerdeki komplikasyonsuz gonokok enfeksiyonları (erkeklerdeki anorektal enfeksiyonlar hariç) ve Neisseria gonorrhoeae'nin etken olduğu akut epididimo-orşit.

Kontrendikas yonları ;

Tetrasiklinlere bilinen aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.

Uyarılar - Önlemler ;

Tetrasiklin sınıfı ilaçların diş gelişimi sırasında kullanılması (hamileliğin ikinci yarısında, bebeklik ve 8 yaşına kadar olan çocuklukta) diş renginin kalıcı olarak bozulmasına (sarı, gri, kahverengi) neden olabilir. Bu advers reaksiyon,ilaçların uzun-dönem kullanımlarında daha yaygındır, ancak tekrarlanan kısa dönem tedavilerde de gözlenmiştir. Mine hipoplazisi de bildirilmiştir. Bundan dolayı, tetrasiklin sınıfı ilaçlar, bu yaş gruplarında, ancak diğer ilaçların etkisiz kalması veya kontrendike olması durumunda kullanılmalıdır. Tetrasiklin alanlarda bazen, aşırı güneş yanığı reaksiyonu şeklinde ortaya çıkan fotosensitivite görülmüştür. Direkt güneş veya ultraviyole ışığında kalma olasılığı olan hastalara, tetrasiklin sınıfı ilaçların böyle bir reaksiyona neden olabileceği söylenmeli ve deri eriteminin ilk bulgusunda tedaviye son verilmelidir. Tetrasiklinlerin antianabolik etkisi BUN artışına neden olabilir. Bugüne kadar yapılmış çalışmalarda, doksisiklinin böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kullanımı sırasında bu tür bir etkiye rastlanmamıştır. Diğer antibiyotik preparatlarıyla da olduğu gibi bu ilacın kullanılmasıyla, mantarlar dahil olmak üzere duyarlı olmayan organizmalarda aşırı çoğalma olabilir. Eğer süperenfeksiyon meydana gelirse antibiyotiğe son verilmeli ve uygun tedavi uygulanmalıdır. A grubu beta-hemolitik streptokoklara bağlı tüm enfeksiyonlar en az 10 gün süreyle tedavi edilmelidir. Laboratuvar testleri: Zührevi hastalıklarda, beraberinde sifilisin bulunduğundan şüpheleniliyorsa, tedaviye başlamadan evvel karanlık saha incelemesi yapılmalı ve en az 4 ay süreyle ayda bir defa kanda serolojik inceleme tekrar edilmelidir. Uzun dönem tedavisinde, hematopoetik renal ve hepatik incelemeler dahil olmak üzere organ sistemlerinin periyodik laboratuvar değerlendirmeleri yapılmalıdır. Hamilelikte kullanımı (Bkz. UYARILAR / ÖNLEMLER, diş gelişimi ile ilgili bölüm) Tetrasiklinler hamileliğin son yarısında, doğacak çocuğun dişleri üzerindeki olası olumsuz etkileri düşünülerek kullanılmaz. Hayvanlarda yapılan çalışmaların sonuçları tetrasiklinlerin plasentaya geçtiğini, fetal dokularda bulunduğunu ve gelişmekte olan fetusta (çoğunlukla iskelet gelişmesinin gecikmesiyle ilişkili) toksik etkiler meydana getirebileceğini göstermiştir. Embriyotoksisite belirtileri hamileliğin erken dönemlerinde tetrasiklin alan hayvanlarda görülmüştür. Yeni doğanlar, Bebekler ve Çocuklarda Kullanımı: (Bkz. UYARILAR / ÖNLEMLER, diş gelişimi ile ilgili bölüm) Diğer tetrasiklinler gibi doksisiklin de kemik oluşturan dokularda sabit kalsiyum kompleksi meydana getirir. 6 saatte bir 25 mg/kg dozlarında oral tetrasiklin verilen prematürelerde fibula büyüme oranında bir azalma gözlenmiştir. İlaç kesildiğinde bu reaksiyonun geri dönüşümlü olduğu gösterilmiştir. Süt Verme Döneminde Kullanımı: Bu sınıfa ait bir ilaç alan süt veren kadınların sütünde tetrasiklinler mevcuttur. Bu nedenle süt veren kadınlarda kullanımı gerektiğinde, emzirmeye ara verilmelidir.

Yan Etkiler ;

Gastrointestinal: Anoreksi, bulantı, kusma, diyare, glossit, disfaji, enterekolit, anogenital bölgede inflamatuvar lezyonlar. Oral olarak alınan Tetradox hemen tamamen absorbe olduğundan, barsakların alt kısımlarıyla ilgili belirtilere nadiren neden olur. Deri: Makülopapüler ve eritematöz döküntüler, fotosensitivite reaksiyonları (Bkz. Uyarılar/Önlemler) nadir olarak eksfoliyatif dermatit. Hipersensitivite reaksiyonları: Ürtiker,anjiyonörotik ödem, anafilaksi, anafilaktoid purpura, perikardit, sistemik lupus eritematozus eksaserbasyonları. Bebeklerde fontanel kabarıklığı ve erişkinlerde benign intrakraniyal hipertansiyon bildirilmiştir. İlaca son verilince bu bulgu kaybolur. Kan: Hemolitik anemi, trombositopeni, nötropeni ve eozinofili. Uzun süre kullanıldığında, tetrasiklinlerin tiroid bezlerinde kahverengi-siyah mikroskopik renk bozuklukları oluşturduğu bildirilmiştir. Tiroid fonksiyonlarında herhangi bir anormallik olduğu bilinmemektedir.

Etkileşimler ;

Bakteriyostatik ilaçlar penisilinin bakterisidal aktivitesini etkileyebilecekleri için, penisilinin tetrasiklinle beraber verilmesinden kaçınılması önerilir. Alüminyum, kalsiyum veya magnezyum içeren antasidler, doksisiklinin absorpsiyonunu etkilediklerinden dolayı oral Tetradox tedavisi ile birlikte verilmemelidirler. Tetrasiklinlerin plazma protrombin aktivitesini azalttığı bilindiği için, antikoagülan tedavisi gören hastalarda antikoagülan dozajında bir azaltma yapmak gerekebilir.

Dozu Kullanma ;
Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde; Erişkinler için mutad doz, tedavinin ilk gününde 12 saatte bir 100 mg ve bunu takip eden günlerde günde bir kez 100 mg'dır. Bu idame tedavisi günde tek doz veya 12 saatte bir 50 mg olarak uygulanabilir. Özellikle üriner sistemin kronik enfeksiyonlarında, günde 200 mg (12 saatte bir 100 mg) uygulanması önerilir. Erişkinlerde, komplikasyonsuz gonokok enfeksiyonlarında (erkeklerdeki anorektal enfeksiyonlar hariç) 7 gün süreyle günde 2 kez 100 mg uygulanmalıdır. Neisseria gonorrhoeae'nin etken olduğu akut epididimo-orşit vakalarında, en az 10 gün süreyle, günde 2 kez 100 mg Tetradox uygulanır. Primer ve sekonder sifilizde, en az 10 gün süreyle, eşit bölünmüş dozlarda günde 300 mg Tetradox uygulanmalıdır. Streptokok enfeksiyonlarında Tetradox kullanıldığında, tedaviye en az 10 gün süreyle devam edilmelidir. Chlamydia trachomatis'in etken olduğu komplikasyonsuz üretral, endoservikal ve rektal enfeksiyonlar ve Chlamydia trachomatis ve Ureaplasma urealyticum'un etken olduğu nongonokokal üretrit vakalarında, en az 7 gün süreyle günde 2 kez 100 mg Tetradox verilmelidir. Chlamydia trachomatis'e bağlı akut epididimo-orşit vakalarında en az 10 gün süreyle, günde 2 kez 100 mg Tetradox uygulanır. 8 Yaşın Üzerindeki Çocuklar: Vücut ağırlığı 35 kg ve altında olan çocuklarda, ilk 24 saatte 4.4 mg/kg ve bunu takip eden günlerde 2.2 mg/kg, erişkinlerde uygulanan doz aralıklarına bölünmüş olarak uygulanır. Daha şiddetli enfeksiyonlarda günde 4.4 mg/kg'a dek çıkılabilir. 35 kg'ın üzerindeki çocuklara ise normal erişkin dozları uygulanır. Oral olarak kullanılan tetrasiklin grubu ilaçların bol sıvı ile alınması, özofagusta iritasyon ya da ülserasyon riskini azaltır. Gastrik iritasyon olduğunda Tetradox'un yemek veya sütle alınması önerilir. Doksisiklinin absorpsiyonu, yemekler ya da sütle birlikte alınmasından belirgin olarak etkilenmez. Bugüne kadar yapılan araştırmalar, mutad dozlarda uygulanan Tetradox'un renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda akümülasyona neden olmadığını göstermektedir. Oral Tetradox kullanmakta olan hastalara alüminyum, kalsiyum veya magnezyum içeren antasidler, Tetradox'un absorpsiyonunu etkilediklerinden dolayı verilmemelidirler.

İlaç Barkodu ;

*8699517150302*

İlaç Fiyatı ;
5.32 YTL

Reçeteli Verilir.

ACTIFED [ 60 MG ] 30 TABLE

Etken Maddesi
Triprolidin HCl + Pseudoephedrine HCl HCl

ACTIFED 60 MG 30 TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç Formülü ;

Bir tablet 60 mg psödoefedrin hidroklorür ve 2.5 mg triprolidin hidroklorür içerir. Her beyaz, yuvarlak dışbükey ve çentikli tablet "ACTIFED M2A" kodludur.

Farmokolojik Ö.

Farmakodinamik Özellikleri:

Psödoefedrin, direkt ve indirekt sempatomimetik aktivitesi olan bir üst solunum yolları dekonjestanıdır. Psödoefedrin taşikardi oluşturması ve sistolik kan basıncını yükseltmesi ve merkezi sinir sistemini uyarması bakımından efedrinden daha az güçlüdür. Psödoefedrin, dekonjestan (burnu açıcı ve burun akıntısını durdurucu) etkisini 30 dakika içinde gösterir ve bu etki en az 4 saat devam eder.

Triprolidin, güçlü, kompetitif bir histamin H1-reseptör antagonistidir. Bir alkilamin olarak, ilaç minimum antikolinerjik etkiye sahiptir. Triprolidin, tamamen veya kısmen histamin salıverilmesinin tetiklediği durumlarda semptomatik düzelme sağlar. Yetişkinlerde 2.5 mg’lık triprolidin tek bir dozunun oral uygulamasını takiben etkinin başlaması, deride histamin nedenli kızarıklık ve kabarcık oluşumunu önleme yeteneğiyle belirlendiği üzere 1-2 saat içindedir. Doruk etkisi yaklaşık 3 saatte meydana gelir ve aktivitesi sonra azalmakla beraber, tek bir dozdan 8 saat sonra, histamin nedenli kızarıklık ve kabarcık oluşumunu önemli oranda önlemeye devam eder.

Farmakokinetik Özellikleri: Emilim: Psödoefedrin ve triprolidin oral alımı takiben barsaklardan iyi emilir. Sağlıklı gönüllülere, 10 ml actifed şurup (2.5 mg triprolidin ve 60 mg psödoefedrin hidroklorür) uygulandıktan sonra aşağıdaki farmakokinetik değerler bulunmuştur: Triprolidin: Actifed şurubun alımını takiben 1.5 saat (Tmax) sonra ulaşılan doruk plazma konsantrasyonu 6.0 ng/mldir. Psödoefedrin: Actifed şurup uygulamasını takiben 1.5 saat sonra psödoefedrinin Cmax değeri yaklaşık 180 ng/ml’dir. Dağılım: Şurup için psödoefedrinin sanal dağılım hacmi (Vd/F) yaklaşık 2.8 litre/kg’dır. Triprolidinin sanal dağılım hacmi yaklaşık 7.5 litre/kg’dır.

Metabolizma ve eliminasyon:Psödoefedrin: Plazma yarılanma – ömrü yaklaşık 5.5 saattir. Psödoefedrin, karaciğerde N-demetilasyon yoluyla aktif bir metabolit olan norpsödoefedrine kısmen metabolize olur. Psödoefedrin ve metaboliti idrar yolu ile dışarı atılmaktadır. Dozun %55 ile %75'i değişikliğe uğramadan idrar yolu ile dışarı atılır. Eliminasyon hız sabiti (Kcl) yaklaşık 0.13 saat-1’tir. İdrar asitleştirildiğinde psödoefedrinin idrar yolu ile atım hızı artmaktadır. Bunun tersine idrar pH'ı arttıkça idrar yolu ile atım hızı azalmaktadır. Triprolidin: Yarılanma ömrü yaklaşık 3.2 saattir. Hayvanlar üzerinde yapılan hepatik mikrozomal enzim araştırmaları esas olarak toluen metil grubunun oksitlenmiş bir ürünü ile birkaç triprolidin metabolitinin varlığını göstermiştir. İnsanda verilen dozun sadece %1'inin 24 saatlik bir süre içinde değişikliğe uğramamış triprolidin olarak dışarı atıldığı kaydedilmiştir. Triprolidinin görünür toplam vücut klerensi(Cl/F) yaklaşık 30-37 ml/dak/kg’dır. Eliminasyon hız sabiti (Kcl) yaklaşık 0.26 saat-1’dir. TM: Actifed GlaxoSmithKline şirketler grubunun tescilli markasıdır.

Renal Yetmezlikte Farmakokinetik: Çeşitli derecelerde renal yetmezlik olan hastalarda tek doz Duact kapsül (8 mg akrivastin+60 mg psödoefedrin) uygulanmasını takiben orta şiddetli ve şiddetli renal yetmezliği olan hastalarda psödoefedrin Cmax değeri sağlıklı gönüllülerdeki Cmax değerlerine nazaran 1.5 kat artmıştır. Tmax renal yetmezlikten etkilenmemiştir. t1/2 hafif ve şiddetli renal yetmezlikte sağlıklı gönüllülere nazaran sırayla 3 ve12 kat artmıştır. Renal yetmezlik olan hastalarda Actifed şurup veya triprolidin ile yapılmış spesifik çalışmalar yoktur.

Hepatik yetmezlikte farmakokinetik: Hepatik yetmezlikte Actifed şurup, triprolidin veya psödoefedrin ile yapılmış spesifik çalışmalar yoktur.

Yaşlılarda farmakokinetik: Yaşlı gönüllülerde Duact kapsül (8 mg akrivastin+60 mg psödoefedrin) verilmesini takiben, t1/2 sağlıklı gönüllüllere nazaran 1.4 kat artmıştır. Görünen Cl/F sağlıklı gönüllülerdekinin 0.8’idir ve Vd/F esas olarak değişmemiştir. Yaşlılarda Actifed şurup veya triprolidin ile yapılmış spesifik çalışmalar yoktur.

Endikasyonları ;

Actifed şurup, özellikle nazal mukoza ve sinüsler gibi üst solunum yolu mukozalarının dekonjestanı ve histamin H1-reseptör antagonisti kombinasyonunun yararlı olduğu aşağıdaki üst solunum yolu hastalıklarının semptomatik tedavisinde kullanılır

Alerjik nezle, vazomotor nezle, soğukalgınlığı ve grip.

Kontrendikas yonları ;

ACTIFED daha önce bu ilaca ve ilacın bileşiklerine ve akrivastine aşırı duyarlılığı olan bireyler için kontrendikedir. Hipertansiyon ve koroner arter hastalıkları olanlarda, hepatik yetmezlikte kontrendikedir. Daha önceki iki hafta içinde monoamin oksidaz (MAO) inhibitörleri almış (antibakteryal ajan furazolidon dahil) veya almaya devam eden hastalarda kontrendikedir. Psödoefedrin ve bu tip bir ilacın aynı zamanda kullanılması bazen kan basıncının yükselmesine neden olabilir.

Uyarılar ve Önlemler ;

Fsödoefedrin hipertansiyonlu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. ACTIFED antihipertansif ilaçlar, trisiklik antidepresanlar ya da başka sempatomimetik maddeler (dekonjestanlar, iştah kesiciler ve amfetamine benzer psikostimulanlar gibi) alan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (Kontrendikasyonlar ve Diğer İlaçlarla Etkileşim’e bakınız). Diğer sempatomimetik ilaçlar gibi ACTIFED de hipertansiyon, kalp hastalıkları, şeker hastalığı, hipertiroidizm, yüksek intraoküler basınç ve prostatik büyüme görülen hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Actifed şurup sersemlik yapabilir (Taşıt aracı ve makine kullanımı üzerine etkileri’ne bakınız). Bu konuda objektif veriler bulunmamasına rağmen, ACTIFED kullananların aynı zamanda alkol veya merkezi sinir sistemi üzerine etkili başka sedatifler kullanmaktan kaçınmaları gerekir ACTIFED'in orta şiddetli ve şiddetli hepatik ve/veya renal fonksiyon bozuklukları görülen hastalarda özellikle kardiyovasküler hastalıkla birlikte olduğu durumlarda kullanılmasında dikkatli olmalıdır (Farmakokinetik özellikleri’ne bakınız).

Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı: Gebelik kategorisi ‘’C’’ Psödoefedrin ve triprolidin uzun süreden beri istenmeyen etkiler görülmeden yaygın bir şekilde kullanılmaktaysa da, bunların gebelik sırasında kullanımları ile ilgili spesifik veriler bulunmamaktadır. Bu nedenle, gebe kadının bu ilaçtan sağlayacağı yarar ile ilacın, gelişmekte olan fetusa muhtemel riskler dengelenmek şartıyla kullanımına karar verilmelidir. Psödoefedrin ve triprolidin anne sütüne az miktarda geçer, fakat bunun emzirilen bebeklerdeki etkisi bilinmemektedir. Emziren annelerde kullanımı ilacın anneye beklenen yararları bebeğe olan riskinden fazla olmadıkça kullanılmamalıdır.

Taşıt ve makine kullanımı üzerine etkileri: Actifed şurup sersemlik yapabilir ve odituar yetenek testlerinde performansı azaltabilir. Antihistaminlere cevapta bireysel farklılıklar olabilir. Triprolidin alan hastalarda sersemlik gibi yan etkiler bildirildiği için , Actifed şurubun performansı ters yönde etkilemediğinden emin oluncaya kadar sürücülük yapmamalı, makine kullanmamalı veya tehlikeli etkinliklere katılmamalıdır (Uyarılar ve Önlemlere bakınız).

Yan Etkileri ;

Psödoefedrin: Uyku bozukluğu ve nadiren halusinasyonlar şeklinde merkezi sinir sistemi uyarılması görülebilir. Nadiren psödoefedrin ile irritasyonla beraber veya irritasyon olmaxızın deri döküntüleri bildirilmiştir. Psödoefedrin alan erkeklerde zaman zaman üriner retansiyona rastlanmaktadır, mevcut bir prostatik büyüme bu durumu hazırlayıcı faktör olabilir.

Triprolidin: Triprolidin sersemlik yapabilir. İrritasyonla beraber veya irritasyon olmaxızın deri döküntüleri bildirilmiştir. Ağız, burun ve boğazda kuruluk meydana gelebilir. Taşikardi bildirilmiştir.

BEKLENMEYEN BIR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Etkileşimler ;

ACTIFED'in dekonjestanlar, trisiklik antidepresanlar, iştah kesiciler ve amfetamin-benzeri psikostimulanlar gibi sempatomimetik aminlerin katabolizmasını engelleyen monoamin oksidaz inhibitörleri(furazolidon dahil) ile beraber kullanılması bazen kan basıncının yükselmesine neden olabilir. Psödoefedrin içermesinden dolayı ACTIFED, bretilyum, betanidin, guanitidin, debrizokin, metildopa, alfa ve beta-adrenerjik bloker ilaçlar gibi sempatik aktiviteyi engelleyen hipotansif ilaçların etkisini kısmen tersine çevirebilir. Objektif veriler olmamakla beraber, Actifed şurup kullananlar alkol ve diğer merkezi etkili sedatiflerle birlikte kullanmaktan kaçınmalıdır.

Dozu Kullanma ;

(Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde)

12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde: Günde 3 veya 4 kez 1 tablet. Maksimum günlük doz 4 tablet

6-11 yaş arasındaki çocuklarda: Günde 3 veya 4 kez ½ tablet. Maksimum günlük doz 4 kez ½ tablet. 6 yaşından küçük çocuklar için Actifed'in şurup formu kullanılmalıdır.

Yaşlılarda :Normal yetişkin dozu uygundur. (Farmakokinetik Özellikleri’ne bakınız)

Hepatik yetmezlik: Hafif ve orta şiddetli hepatik yetmezlikte normal yetişkin dozu uygundur, fakat yine de dikkatli olmalıdır. Şiddetli yetmezlik için Kontrendikasyonları’na bakınız.

Renal yetmezlik: Orta şiddetli ve şiddetli renal yetmezliği ve özellikle birlikte kardiyovasküler hastalığı olan hastalara verirken dikkatli olmalıdır (Farmakokinetik özellikleri’ne bakınız).

Aşırı Dozaj Semptom ve belirtileri: Actifed tablet aşırı dozajında önerilen dozlarda görülen istenmiyen etkilere ilaveten letarji, baş dönmesi, ataksi, güçsüzlük, hipotonisite, solunum yetmezliği, deri ve mukoz membranların kuruması, hiperpireksi, hiperaktivite, tremor, konvülsiyonlar, iritabilite, huzursuzluk, palpitasyon ve hipertansiyon görülebilir.

Tedavi: Solunumu destekleyici, koruyucu ve konvulsiyonları kontrol edici gerekli önlemler alınmalıdır. Gerektiğinde, gastrik lavaj uygulanmalıdır. Mesane kateterizasyonu gerekli olabilir. İstendiğinde, psödoefedrin atımının hızlandırılması için asit diürezi veya diyaliz yapılabilir, fakat bu prosedür bugün tartışmalıdır. Aşırı dozajda diyalizin değeri bilinmemektedir; fakat 4 saatlik hemodiyaliz, 60 mg psödoefedrin ve 8 mg akrivastin içeren bir kombinasyon preparatında psöefedrinin toplam vücuttaki miktarının %20 sini uzaklaştırmıştır.

Saklama Koşulları

25°C'nin altında ve kuru bir yerde saklayınız. Işıktan koruyunuz.

İlaç Barkodu ;

*8699522015245*

İlaç Fiyatı ;
4.47 YTL

Reçeteli Verilir.

20 Haziran 2009 Cumartesi

PAROL [ 500 MG ] 20 TABLET

Etken Maddesi
Paracetamol

PAROL 500 MG 20 TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç Formülü ;

Parol tablet; her tablette 500 mg parasetamol içerir.

Endiskasyonları ;

Baş ve diş ağrıları, migren, dismenore, miyalji, nevralji, tüm müsküloskeletal ve tonsilektomi ağrılarında analjezik; soğuk algınlığı, influenza ve diğer bakteriyel ve viral enfeksiyonlarda ise hem analjezik hem de antipiretik etki gösterir.

Kontrendikas yonları ;

Parasetamole karşı aşırı duyarlılık ve karaciğer hastalıkları olan kişilerde kontrendikedir.

Uyarılar ve Önlemler ;

Anemili veya kardiyak, pulmoner, renal ya da hepatik hastalıkları olan kişilerde doktor kontrolü olmadan kullanılmamalıdır. Analjezik ilaçlar doktora danışılmadan uzun süre kullanılmamalıdır. Karaciğeri etkileyen diğer ilaçlar ile tedavi edilen hastalarda doktor önerisi ile kullanılmalıdır. 5 günden uzun süren ağrılarda, ateşi 39.5°C'den fazla olanlarda, 3 günden daha uzun süren ateşte ve tekrarlayan ateş vakalarında doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır. Hamilelikte kullanım: Hamilelikte dikkatli ve doktor kontrolü altında fayda-zarar ilişkisi gözönünde bulundurularak kullanılmalıdır. Emziren annelerde kullanım: Parasetamolün süte geçip geçmediği bilinmemektedir. Bu nedenle dikkatli kullanılmalıdır.

Yan Etkileri ;

Parasetamol nadiren alerjik ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarına ve makülopapüler döküntülere neden olabilir. Yine çok nadir olarak mide bulantısı görülebilir. Bu yan etkiler ilaç kesildiğinde ortadan kalkar. Uzun süreli kullanımda nadir olarak hemolitik anemi, trombositopenik purpura ve agranülositoz vakaları kaydedilmiştir.

Etkileşimler ;

Tedavi dozunda etkileşim belirlenememiştir. Yüksek dozda ve uzun süreli kullanımda antikoagülan ilaçların etkisini arttırmaktadır. Uzun süreli yüksek dozlarda kullanılan parasetamol, kumarin, indantoin türevleri ile fenotiazinlerle etkileşebilir, ürinez, 5-hidroksi-indol asetik testinde yanlış pozitif sonuç verebilir.

Dozu Kullanma ;

Doktor tarafından başka bir şekilde tavsiye edilmediği takdirde; 12 yaşından büyük çocuklarda ve yetişkinlerde tavsiye edilen Parol Tablet dozajı, gerekli oldukça her 4-6 saatte bir 500 mg - 1 gr (1-2 tablet)'dır. Maksimum günlük doz 6 tablettir. 6-12 yaş arası çocuklarda ise gerekli oldukça her 4-6 saatte bir 250 mg - 500 mg (1/2-1 tablet)'dır. Maksimum günlük doz 4 tablettir. Çocuklarda 4 saatten daha sık aralarla ve 24 saatte toplam 4 dozdan daha fazla verilmemelidir. 6 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır. DOZ AŞIMI VE TEDAVİSİ: İlacın toksik dozlarda alımından sonraki 2-3 saat içinde bulantı, kusma, karın ağrıları oluşur. Methemoglobin, deri mukoza, parmak tırnaklarında siyanoz, akut aşırı doz veya yüksek dozların uzun süreli kullanımı karaciğer hasarı (parasetamol aşırı dozunda doza bağlı bir komplikasyondur. 12-48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak klinik semptomlar dozun alınmasından 1-6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.10 g'ın üzerinde alan yetişkinlerde toksisite görülmesi muhtemeldir.), SSS stimülasyonu, daha sonra depresyon, stupor, hipotermi, çabuk soluma, düzensiz hızlı ve zayıf nabız, düşük kan basıncı, dolaşım yetmezliği, koma, hepatik nekroz, sarılık, geçici azotemi, renal tübüler nekroz, hipoglisemi, metabolik asidoz, serebral ödem görülebilir. İlaç henüz alınmışsa, İpeka şurup ile kusturma veya gastrik aspirasyon ve lavaj yapılmalıdır. Antidot olarak 16 saat içinde asetil sistein verilmelidir. Aktif kömür ve toz katartikler, oral verilen asetil sisteinin absorpsiyonunu azaltabileceğinden bu maddelerin uygulanmasından kaçınılmalıdır. Hemodiyaliz, hemoperfüzyon yapılabilir. Peritoneal diyaliz etkisizdir.

İlaç Barkodu *8699560010370*

İlaç Fiyatı 1.29 YTL

Reçeteli Verilir.

INSOMIN [ 50 MG ] 30 DRAJE

Etken Maddesi
Opipramol

INSOMIN 50 MG 30 DRAJE
Yerli, Beşeri bir ilaçdır

İlaç Formülü ;

Bir draje, 50 mg Opipramol Dihidroklorür (etken madde), Titan Dioksit, FDC Yellow 6, Ponceau 4R (boyar madde); Şeker (tatlandırıcı) içerir.

Endiskasyonları ;

Stres, anksiete, depresyonlar (reaktif ve nörotik tipte), depresyona bağlı huy değişiklikleri ile uyku bozuklukları, menopoz durumunun getirdiği sıkıntılar, ruhsal değişmeler, psikosomatik olgular.

Kontrendikas yonları ;

Opipramol, dibenzazepin grubu ilaçlara karşı oluşmuş aşırı duyarlılık durumlarında, dekompanse kalp yetmezliğinde, akut miyokard enfarktüsünde kontrendikedir. Diğer trisiklik arıtidepresanlardan daha az antikolinerjik etkiye sahip olmakla birlikte, glokom, prostat hipertrofisi ve epilepsi durumlarında kullanılmamalıdır.

Uyarı ve önlemler ;

Bu gruptaki diğer ilaçlarda olduğu gibi Insomin Draje ile tedavi sırasında ve özellikle boğaz ağrısı, ateş ve gripal sempiomlara benzer belirtilerin görülmesinde kan sayımı yapılarak agranülositoz durumu araştırılmalıdır. Motorlu araç kullanan kişiler tarafından dikkatle alınmalıdır. Tedavinin ilk günlerinde görülen yorgunluk hissi, genelde bir kaç gün içinde kaybolur. Gebelerde: Opipramol ile gebelerde yapılmış yeterli ve kontrollü klinik çalışmalar yoktur. Bu nedenle gebelik sırasında kullanımı sakıncalı olup ancak beklenen terapötik yararın tetus üzerine olabilecek riskten daha üstün olduğu durumlarda Söz konusu olmalıdır. Emziklilerde: Emziren annelerin sütüne geçmekle birlikte bu miktar çok küçük olduğundan bebekte istenmeyen bir etki oluşturmaz.

Yan Etkileri ;

Insomin Draje çok iyi tolere edilmekle birlikte ender durumlarda ve özellikle tedavinin başlangıcında uyuklama hali, yorgunluk, ağız kuruluğu, nadiren baş ağrısı, baş dönmesi, idrar tutulduğu ve bulanık görme yapabilir. Ayrıca postural hipotansiyon görülebilir ise de bu durum kısa sürede doz azaltılması ile ya da kendiliğinden kaybolur. Nadiren taşikardi ve çarpıntı oluşabilir. Allerjik deri döküntüleri, karaciğer fonksiyon bozuklukları ve hiperbilirubinemi ender olarak bildirilmiştir. Bu gibi durumlarda ilaç kesilmelidir.

Etkileşimler ;

MAO inhibitörleri ile kullanılmamalı ve iki tedavi arasında en az 14 günlük bir geçiş dönemi bırakılmalıdır. Merkezi sinir sistemi depresanları ile antikolinerjiklerin etkisini güçlendirebilir. Insomin Draje ile tedavi sırasında alkol alınması önerilmez.

Dozu Kullanma ;

Hekim önerisine göre kullanılır. Genelde uygulanan doz: Yetişkinler için günde 3 kez 1 drajedir. Beş yaşından büyük çocuklarda kg başına 3-4 mg olacak şekilde hesaplanarak verilir. Ancak opipramolün pediatrik kullanımına ait deneyimler çok azdır. Insomin Draje en az 2 hafta süre ile kullanılmalıdır. Onerilen ortalama süre 1-2 aydır. DOZ AŞIMI: Aşırı dozda alındığında sersemlik, bitkirılik, huzursuzluk, konvülsiyon, ataksi, uykusuzluk, aritmi, taşikardi, solunum depresyonu, kardiyak iletim bozukluğu geçici konfüzyon ve artan anksiyete gibi belirtiler görülebilir. Bu durumda hastanın midesi boşaltılır ve en yakın bir yataklı tedavi merkezine nakledilir.

İlaç Barkodu ;
*8699772120263*

İlaç Fiyatı ;
5.29 YTL

Reçeteli Verilir.

SUDAFED [ 60 MG 30 ] TABLET

Etken Maddesi
Pseudoephedrine HCl

SUDAFED 60 MG 30 TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç Formülü ;

Bir tablet 60 mg psödoefedrin HCl içerir. Yardımcı madde: Laktoz.

Farmokolojik Özellikleri ;

Farmakodinamik Özellikleri: Etki mekanizması: Psödoefedrin, doğrudan veya dolaylı sempatomimetik aktiviteye sahiptir ve etkili bir üst solunum yolları dekonjestanıdır. Psödoefedrin, sistolik kan basıncının yükseltilmesinde ve taşikardi yaratılmasında efedrinden daha az etkilidir, ayrıca merkezi sinir sisteminin uyarılmasında da etkisi daha düşüktür. Psödoefedrin 4 saat süren dekonjestan etkisine 30 dakika içinde ulaşır.

Farmakokinetik Özellikleri: Psödoefedrin oral uygulamayı takiben barsaktan iyi absorbe edilir. Psödoefedrinin plazma yarılanma ömrü (t1/2) yaklaşık 5.5 saattir. Psödoefedrin, karaciğerde N-demetilasyon yoluyla, aktif bir metabolit olan norpsödoefedrine kısmen metabolize olmaktadır. Psödoefedrin ve metaboliti idrar ile atılır; dozun %55 ile %90’ı herhangi bir değişikliğe uğramadan atılır. Psödoefedrinin görünen total vücut klerensi (Cl/F) 7.5ml/dak/kg’dır. Sabit eliminasyon hızı yaklaşık 0.13sa-1’dir. İdrar asitlendiğinde psödoefedrinin idrar ile dışarı atılma hızı artar. Bunun tersine, idrar pH'ı arttıkça, idrar ile dışarı atılma hızı azalır. Sağlıklı yetişkin gönüllülerde, 60 mg psödoefedrin verilmesi yaklaşık 2 saat sonra (Tmaks), yaklaşık 180 ng/ml'lik bir pik plazma konsantrasyonu (Cmaks) yaratmıştır. Psödoefedrinin plazma yarılanma ömrü yaklaşık 5.5 saattir. Psödoefedrinin görünen dağılım hacmi (Vd/F) yaklaşık 2.8 l/kg’dır.

Renal yetmezlikte farmakokinetik: Değişen derecelerde renal yetmezliği olan hastalara 60mg psödoefedrin + 8mg akrivastin uygulanmasını takiben, sağlıklı gönüllülerdeki ile karşılaştırıldığında orta şiddette renal yetmezliği olan hastalarda psödoefedrin için Cmax 1.5 kat daha fazla çıkmıştır. Tmax renal yetmezlikten etkilenmemiştir. Sağlıklı gönüllülerdeki ile karşılaştırıldığında t1/2, hafif-şiddetli renal yetmezliği olan hastalarda sırasıyla 3-12 kat artmıştır.

Hepatik yetmezlikte farmakokinetik: Hepatik yetmezliği olan hastalarda Sudafed tablet ile yapılmış hiçbir spesifik çalışma yoktur. Yaşlılarda farmakokinetik: Yaşlı hastalarda 60mg psödoefedrin + 8mg akrivastin uygulanmasını takiben psödoefedrin için görülen t1/2 sağlıklı gönüllülerdekinin 1.4 katı olmuştur. Görünen Cl/F sağlıklı gönüllülerdekinin 0.8 katı olmuştur ve Vd/F değişmemiştir. Sudafed tablet ile yaşlılarda yapılmış spesifik bir çalışma yoktur.

Endikasyonları ;

SUDAFED, özellikle nazal mukoza ve sinüslerde olmak üzere üst solunum yolları mukoz membranında dekonjestan etki yapan bir maddedir ve alerjik rinit, vazomotor rinit, soğuk algınlığı ve grip gibi durumlarda semptomatik bir rahatlama sağlar.

Kontrendikas yonları ;

Sudafed ilaca ya da bileşenlerine aşırı duyarlılığı olduğu bilinen kişilerde kontrendikedir. Şiddetli hipertansiyon ve şiddetli koroner arter hastalıkları olanlarda kontrendikedir. Daha önceki 2 hafta içinde monoamin oksidaz inhibitörleri (bir antibakteriyel olan furazolidon dahil) almış veya almaya devam eden hastalarda kontrendikedir. Psödoefedrin ve bu tip bir ilacın aynı zamanda kullanılması bazen kan basıncının yükselmesine neden olabilir.

Uyarılar ve Önlemler ;

Normotansif hastalarda psödoefedrinin görünür hiç bir presör etkisi olmamakla beraber, SUDAFED hafif-orta şiddette hipertansiyonu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (Kontrendikasyonları ve İlaç Etkileşimlerine bakınız). Kontrol edilemeyen hipertansiyonu olan hastalarda Sudafed’in kan basıncı üzerindeki etkisi gözlenmelidir. Diğer sempatomimetik ilaçlarda olduğu gibi, SUDAFED de kalp hastalıkları, şeker hastalığı, hipertiroidizm, yüksek intraoküler basınç ve prostatik büyüme görülen hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Şiddetli hepatik yetmezlik veya özellikle kardiyovasküler hastalığın eşlik ettiği orta-şiddetli derecede renal yetmezlik olduğunda ilacı kullanırken dikkatli olunmalıdır. Fertilite: SUDAFED’in insan fertilitesi üzerine etkileri ile ilgili hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı: Gebelik kategorisi C’dir. Sudafed ile hamileler ile ilgili olarak hiçbir klinik veri bulunmamaktadır. Hamile kadınlara verilirken dikkatli olunmalıdır. Psödoefedrin anne sütüne az miktarda geçer, fakat bunun emzirilen bebeklerdeki etkisi bilinmemektedir. Sudafed’in emziren annelerde kullanımı, anneye beklenen yarar bebek için olası riskten fazla olmadıkça tavsiye edilmemektedir.

Yan Etkileri ;

Uyku bozuklukları ve nadiren halusinasyon dahil merkezi sinir sistemi (MSS) uyarım semptomları görülebilir. İritasyonlu veya iritasyonsuz deri döküntüleri bazen görülmektedir. Psödoefedrin alan erkeklerde nadiren üriner retansiyona rastlanmaktadır; önceden mevcut bir prostatik büyüme bu durumu hazırlayıcı bir faktör olabilir.

BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE HEKİMİNİZE BAŞVURUNUZ.

Etkileşimler ;

SUDAFED'in dekonjestanlar, trisiklik antidepresanlar, iştah bastırıcı ilaçlar ve amfetamin-benzeri psikostimülanlar gibi sempatomimetik ajanlar veya sempatomimetik aminlerin katabolizmasını engelleyen monoamin oksidaz inhibitörleri ile beraber kullanılması bazen kan basıncının yükselmesine neden olabilir (Kontrendikasyonlarına bakınız). Psödoefedrin içermesinden dolayı SUDAFED, bretilyum, betanidin, guanitidin, debrizokin, metildopa ve alfa- ve beta-adrenerjik bloker ilaçlar gibi sempatik aktiviteyi engelleyen hipotansif ilaçların etkisini kısmen tersine çevirebilir (Uyarılar/Önlemlere bakınız).

Dozu Kullanma ;

Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;

12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde: Oral olarak günde 3-4 kez 1 tablet. Günlük maksimum doz 4 tablettir (240mg psödoefedrin hidroklorür)

6-11yaş arasındaki çocuklarda: Oral olarak günde 3-4 kez 1/2 tablet. Günlük maksimum doz 4 tane ½ tablettir (120mg psödoefedrin hidroklorür). Sudafed’in doktor tavsiyesi olmadan 2 yaşın altındaki çocuklarda kullanımı uygun değildir.

6 yaşından küçük çocuklar için SUDAFED’in şurup formu mevcuttur.

Yaşlılarda: Normal yetişkin dozu uygundur (Farmakokinetik özelliklerine bakınız).

Hepatik yetmezliği olanlarda: İlacın kullanımı ile elde edilen deneyim normal yetişkin dozunun uygun olduğunu göstermekle beraber şiddetli hepatik yetmezlik durumunda dikkatli olunması gerekmektedir.

Renal yetmezliği olanlarda: Sudafed özellikle kardiyovasküler hastalığın eşlik ettiği orta şiddette renal yetmezliği olanlarda kullanılırken dikkat edilmelidir.

Doz Aşımı ve Önlemler

Tavsiye edilen dozlarda görülen yan etkilerle beraber iritabilite, huzursuzluk, titreme, konvülsiyonlar, palpitasyon, hipertansiyon Sudafed tabletin akut doz aşımını takiben görülebilir. Solunum destekleyici ve koruyucu ve konvülsiyonları kontrol edici önlemler alınmalıdır. Endike olduğu takdirde, gastrik lavaj uygulanmalıdır. Mesane kateterizasyonu gerekebilir. Asit diürezinin potansiyel terapötik faydası günümüzde tartışılmaktaysa da, psödoefedrinin eliminasyonunu hızlandırabilir. 60mg psödoefedrin + 8mg akrivastin içeren kombinasyondaki psödoefedrinin oluşturduğu toplam vücut yükünün yaklaşık %20’sinin 4 saatlik hemodiyaliz ile uzaklaştırılmasına karşın, diyalizin doz aşımındaki değeri bilinmemektedir.

Saklama Koşulları 25oC'nin altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde saklayınız. Işıktan koruyunuz.



İlaç Barkodu ;
*8699522015269*

İlaç Fiyatı ; 4.63 YTL

Reçeteli Verilir.

XANAX [ 1 MG 50 ] TABLET

Etken Maddesi
Alprazolam

XANAX 1 MG 50 TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır

XANAX 1 MG 50 TABLET
İlaç Listesi
Sinir Sistemi, Nöroloji » Anksüplitik

İlaç Formülü

Her bölünebilir tablette 0.5 mg alprazolam bulunan 30 tabletlik ve her bölünebilir tablette 1.0 mg alprazolam bulunan 50 tabletlik ambalajlarda.

Endiksiyonları ;

1.Anksiyete durumları ( anksiyete nevrozları ) 2.Karma anksiyete-depresyon durumları 3.Nörotik ya da reaktif depresyon durumları 4.Başka hastalıklara eşlik eden anksiyete durumları, karma anksiyete-depresyon ya da nörotik depresyonlar 5.Panikle birlikte görülen hastalıklar

Kontrendikas yonları ;

Xanax ( alprazolam ), benzodiazepinlere aşırı duyarlık gösterdikleri bilinen hastalarda kontrendikedir.

Uyarılar - Önlemler ;

Xanax�ın primer teşhisin şizofreni olduğu hastalarda kullanılması öğütlenmemektedir. Alkolikler ve uyuşturucu alışkanlığı olanlar benzodiazepinlerle tedavide denetim altında tutulması gerekir. Primer depresyon belirtisi psikomotor yavaşlama olanlarda; bipolar depresyon hastalarında ve psikotik belirtiler gösterenlerde Xanax kullanılmamalıdır. Xanax kullanırken uyku hali ya da baş dönmesi gelişmediği saptanıncaya kadar hastalara motorlu taşıt ya da tehlikeli cihazlar kullanmamaları öğütlenmelidir. Diğer benzodiazepinlerde olduğu gibi, Xanax tedavisini birdenbire kesmekten kaçınılmalıdır. Ani kesmenin sonuçlarını önlemek için, dozaj tedricen azaltılmalıdır. İlacın ani bırakılması sonucu disfori, uykusuzluk, karın ve kas krampları, kusma, terleme, tremor ve bazen konvülziyonları kapsayabilen majör bir sendrom görülebilir. Bu belirti ve bulgulara, uzun sürelerle aşırı dozlar alan hastalarda daha sık rastlanmaktadır. Ağır depresyonlu ya da intihar eğilimli hastalara, ilaç kısıtlı miktarlarda reçete edilmelidir. Panikle birlikte görülen hastalıklar, birincil ve ikincil major depresyonlar ile birlikte görüldüğünden, bu hasta grubunda, tedavi edilmeyen vakalar arasında intihar oranı yüksektir. Bu yüzden, bu grup hastalarda, diğer psikotrop ilaçlarda olduğu gibi, Xanax da dikkatli reçete edilmelidir.Böbrek ya da karaciğer fonksiyonu bozukluğu olan hastaların tedavisinde geçerli önlemlere uyulmalıdır.18 yaşından küçük çocuklarda Xanax�ın etkinliği ve güvenirliği kanıtlanmamıştır. Gebelikte Kullanım: Gebeliğin ilk 3 ayında Xanax kullanımından kaçınılmalıdır. Emzirme döneminde Kullanım: Birçok ilaç anne sütüne geçebildiğinden, ilaç kullanan annelerin emzirmemesi öğütlenmektedir. Dikkat! Bağımlılık yapabilir.

Yan Etkileri ;

Yan etkiler tedavinin başlangıcında gözlenir ve çoğunlukla tedavinin devamında veya doz azaltıldığında kaybolur. Xanax tedavisi sırasında en yaygın olumsuz reaksiyonun uyku hali olduğu saptanmıştır. Daha az oranda baş dönmesi, görme bulanıklığı, baş ağrısı, depresyon, uykusuzluk, sinirlilik/anksiyete, tremor, kilo kaybı koordinasyon bozuklukları, çeşitli mide-barsak ve otonom sinir sistemi belirtileridir. Panikle birlikte görülen hastalığı olanlarda en sık karşılaşılan yan etkilerde şunlardır: sedasyon/sersemleme, halsizlik, ataksi/koordinasyon bozukluğu ve peltek konuşma.

Etkileşimler ;

Xanax, diğer psikotrop ilaçlar, antikonvülsanlar, antihistaminikler, alkol ya da MSS�de depresyona yol açan ilaçlarla birlikte kullanıldığında, merkezi sinir sistemi üzerinde ek bir depresif etki yaratırlar. Benzodiazepinlerin başka ilaçlarla da etkileştikleri bilinmektedir. Örneğin, alprazolam ve bazı belirli benzodiazepinlerin, simetidin ya da makrolit antibiyotiklerle birlikte kullanıldıklarında klerenslerinin geciktiği saptanmıştır. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir.

Dozu Kullanma ;

Her hasta için optimum Xanax dozu saptanmalıdır. Aşağıdaki günlük dozaj tablosu birçok hastanın gereksinimine uyabilir. Yüksek dozaj gerektiğinde, günlük dozlarından önce akşam dozları arttırılmalıdır. Anksiyete: 3 kez 0.25-0.5 mg , Birkaç doza bölünerek günde 0.5-4 mg artırılır. Depresyon: 3 kez 0.5 mg , Birkaç doza bölünerek günde 1.5-4.5 mg artırılır. Geriyatrik hastalar veya zayıf düşüren hastalık mevcudiyetinde : 2-3 kez 0.25 mg , Birkaç doza bölünerek günde 0.5-0.75 mg; gerekirse ve tolere edilebilirse tedricen artırılır. Panikle birlikte görülen hastalıklar : Yatarken 0.5-1.0 mg , Doz, yanıta göre ayarlanmalıdır.Doz artırımları 3-4 günde 1.0 mg dan daha hızlı yapılmamalıdır. Klinik araştırmalarda kullanılan ortalama doz günde 5.7±2.3 mg/dır. Ender olarak günde 10 mg�a çıkılmıştır. İncelemeler, yüksek dozlardan ( 195 mg/kg-dan fazla; insanda günlük maksimum dozun 2000 katı ) sonra, kardiyo-pulmoner kolapsın gelişebildiğini göstermişti

İlaç Barkodu

*8699502012806*

İlaç Fiyatı
22.95 YTL

Reçeteli Verilir.

LAROXYL [ 25 MG 40 ] DRAJE

Etken Maddesi
Amitriptilin HCL

LAROXYL 25 MG 40 DRAJE
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç Formülü ;

Bir draje 25 mg amitriptiline eşdeğer amitriptilin hidroklorür içerir.
Yardımcı maddeler: Demir oksit kırmızı, titanyum dioksit, şeker, laktoz

Endikasyonları ;

Laroxyl, depresyon belirtilerinin giderilmesinde, özellikle endojen depresyonun tedavisinde endikedir.

Kontrendikas yonları

Dibenzazepin ilaçlarına karşı bilinen aşırı duyarlılığı olan hastalar. Yakın zaman önce geçirilmiş miyokard enfarktüsü; her düzeydeki kalp blokları; kardiyak aritmiler. Trisiklik antidepresan kullanımıyla durumunun ağırlaşabileceği manik hastalar. Laroxyl, antikolinerjik etkileri nedeniyle de dar açılı glokom vakalarında veya prostat hipertrofisini düşündürecek semptomları olan hastalarda kullanılmamalıdır. Laroxyl, monoamino oksidaz inhibitörleriyle birlikte verilmemelidir. Monoamino oksidaz inhibitörleriyle tedavi gören hastalarda, monoamino oksidaz inhibitörlerinin kesilmesinden sonra Laroxyl tedavisinin başlanmasına kadar iki haftalık bir ara bırakılmalıdır. Laroxyl'in başlangıç dozu düşük olmalı ve aşamalı olarak artırılmalıdır. Amitriptilin veya ilacın içerdiği diğer yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda Laroxyl kullanımı kontrendikedir.

Uyarılar - Önlemler ;

Genç, yaşlı veya halsiz hastalarda ve kronik böbrek veya karaciğer hastalığı bulunanlarda dozların değiştirilmesi gerekebilir. Prostatik hipertrofi, üriner retansiyon, hipertiroidizm veya kan diskrazisi öyküsü olan hastalara Laroxyl verilirken dikkatli olunmalıdır. Trisiklik antidepresan alan hastalar düzenli gözlem altında tutulmalı, serebral ve kardiyak fonksiyon üzerindeki etkilerine özel bir dikkat gösterilmelidir. Laroxyl'in gebelikte özellikle de ilk trimesterde kullanımından kaçınılmalıdır. Gebeliğin son trimesterinde verilen trisiklik antidepresanlar yoksunluk semptomları, fetusta solunum depresyonu ve ajitasyon gibi yan etkilere neden olurlar. Amitriptilin anne sütüne geçebilir. Bu nedenle, emzirme sırasında Laroxyl'den kaçınılmalıdır. Epilepsi öyküsü veya geçirilmiş yeni konvülsiyon öyküsü olan hastalara Laroxyl verilmemelidir. Laroxyl, nöroleptikler, trankilizanlar, hipnotikler, analjezikler ve anestezikler gibi santral etkili ilaçlarla birlikte verilirse sedatif etkisi artabilir. Bu tip tüm ilaçlar gibi Laroxyl'in de, doz, uygulama ve kişisel duyarlılık gibi etkenlere çeşitli derecelerde bağımlı olarak, hastanın beceri gerektiren işlerdeki (araba kullanma, makine kullanma vs) performansını değiştirebileceği, hastalara söylenmelidir. Hastalara ayrıca, alkolün herhangi bir bozukluğu artırabileceği ve bu nedenle tedavi sırasında kullanılmaması gerektiği de söylenmelidir. Trisiklik antidepresan tedavisi sırasında verilen anestezi aritmi ve hipotansiyon riskini artırabilir. Eğer anestezi gerekliyse, anesteziste hastanın Laroxyl ile tedavi görmekte olduğu söylenmelidir. Amitriptilin guanetidin, betanidin veya debrizokin (Declinax) gibi adrenerjik nöron blokerlerinin ve muhtemelen klonidinin antihipertansif etkilerini azaltabilir. Laroxyl tedavisi sırasında tüm antihipertansif tedavinin gözden geçirilmesi tavsiye edilir. Tiroid ilaçları veya antikolinerjik ilaçlar alan hastalar yakından izlenmelidir. Laroxyl adrenalin, efedrin, izoprenalin, noradrenalin, fenilefrin ve fenilpropanolamin gibi sempatomimetik ajanlarla birlikte verilmemelidir. Barbitüratlar, amitriptilinin antidepresan etkisini azaltabilir, metilfenidat ise artırabilir. Depresyondaki hastalarda intihar olasılığı bulunduğu akılda tutulmalıdır ve özellikle tedavinin erken dönemlerinde hastalar dikkatle gözlenmelidirler. Amitriptilin ani olarak kesildiğinde yoksunluk semptomlarının ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu nedenle, uzun süreli kullanımdan sonra, özellikle Laroxyl, yüksek dozda verilmişse yavaş yavaş azaltarak kesilmelidir. Duyarlı kişilerde aşırı duyarlılık reaksiyonları gelişebilir.

Yan etkileri ;

En sık görülen yan etkiler tedavinin ilk birkaç günündeki uyuşukluk, ağız kuruluğu, baş dönmesi, kabızlık, akomodasyon bozuklukları, taşikardi, intraoküler basınç artması ve idrar tutukluğu gibi antikolinerjik etkilerdir; bunlar da zamanla genellikle azalır veya kaybolurlar. Yaşlı hastalar yan etkilere daha duyarlıdırlar ve tedaviye düşük dozda Laroxyl ile başlanmalıdır. Diğer yan etkiler nadirdir ve baş ağrısı, hipotansiyon, gastrointestinal bozukluklar, deri döküntüleri, tremor, cinsel fonksiyonda değişiklik ve idrar retansiyonunu kapsar. Kan diskrazileri, ikter, hipomani, konvülsiyon ve periferik nöropati görülen izole vakalar da bildirilmiştir. Amitriptilinin yüksek dozları ile veya kişinin aşırı dozda uygulaması ile kardiyak aritmilerin ve ciddi hipotansiyonun görülmesi olasıdır. Ayrıca, daha önceden kalp hastalığı bulunan hastalarda normal dozda bile görülebilirler. Mani ve paranoid hezeyanlar gibi psikoza bağlı belirtiler trisiklik antidepresan tedavisi sırasında şiddetlenebilirler.

Gebelik ve Emzirme Döneminde Kullanımı

Laroxyl'in gebelikte özellikle de ilk trimesterde kullanımından kaçınılmalıdır. Gebeliğin son trimesterinde verilen trisiklik antidepresanlar yoksunluk semptomları, fetusta solunum depresyonu ve ajitasyon gibi yan etkilere neden olurlar. Amitriptilin anne sütüne geçebilir. Bu nedenle emzirme sırasında Laroxyl kullanılmamalıdır.
BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ.

Etkileşimler ;

Laroxyl, antikolinerjik ya da sempatomimetik ilaçlarla (lokal anesteziklerle kombine edilen epinefrin de dahil) birlikte ancak hekim kararı ve hekim kontrolünde kullanılabilir. Antidepresanlarla, antikolinerjik etkili ilaçları birlikte kullanan hastalarda, paralitik ileus gelişebilmektedir. Simetidin, trisiklik antidepresanların karaciğerdeki metabolizmasını azaltmakta ve eliminasyonu geciktirerek, bu ilaçların kararlı plazma konsantrasyon seviyesini yükseltmektedir. Simetidin ile birlikte kullanıldığında, trisiklik antidepresanların etkilerinde klinik açıdan anlamlı farklılıklar oluştuğu bildirilmiştir. Simetidin ile trisiklik antidepresanların plazma seviyelerinin yükseldiği ve başta antikolinerjik olmak üzere yan etkilerin sıklığı ve şiddetinin arttığı saptanmıştır. Antidepresan ile simetidinin birlikte kullanıldığı ve çok iyi takip edilmekte olan hastalarda, simetidinin kesilmesiyle antidepresanın plazma seviyesi ve etkinliğinde düşüş olabilir. Laroxyl ile birlikte yüksek doz etklorvinol kullanılan hastalar yakından izlenmelidir. Bir gram etklorvinol ve 75-150 mg amitriptilin HCl kullanan hastalarda geçici delirium bildirilmiştir. Amitriptilin, guanetidin, debrizokin, betanidin ve klonidin gibi antihipertansiflerin etkisini bloke edebilir. Fluoksetin ve fluvoksamin gibi serotonin geri emilim inhibitörleri ile beraber kullanımı, amitriptilinin plazma konsantrasyonunu artırabilir. Bu nedenle, doz ayarlaması gerekebilir.

Dozu Kullanma ;

Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;

Yetişkinler: Önerilen başlangıç dozu günde üç kez bir draje Laroxyl (10 mg veya 25 mg)�dır. Gerekli olduğunda istenilen terapötik yanıt alınana kadar, doz kademeli olarak artırılabilir. İdame dozu genellikle, günde 2-4 draje Laroxyl ( 25 mg)�dır. İdame tedavisinde verilecek miktar tek doz halinde ve tercihen akşamları ya da yatmadan hemen önce verilebilir. Nadir olarak günlük dozun 150 mg'ı aşması gerekebilir, ancak bununla birlikte, hospitalize hastalarda dozun 300 mg'a kadar yükseltilmesi bazen gerekli olabilir.

Yaşlı hastalar: Etkisine karşı daha fazla duyarlılık bulunması olasılığı yüzünden, Laroxyl'e yaşlı hastalarda her zaman daha düşük dozlarla başlanmalıdır. Yaşlı hastalarda ve hafif depresyon vakalarında önerilen başlangıç dozu günde üç kez 10 mg'dır. Bu hastalarda günde 50 mg'lık idame dozu yeterli olabilmektedir. İdame tedavisi için toplam doz, bir kerede ve tercihen akşamları ya da yatmadan hemen önce verilebilir.

Çocuklar: Laroxyl pediatrik kullanımda önerilmemektedir.

Doz Aşımı

Amitriptilinin isteğe bağlı veya yanlışlıkla alınan aşırı dozuna bağlı ölüm görülmüştür. Semptomlar uyuşukluk hali, stüpor ve koma; taşikardi ve diğer kardiyak aritmiler, ventriküler fibrilasyon dahil; ciddi hipotansiyon ve konjestif kalp yetmezliği; ajitasyon, hiperrefleksi ve konvülsiyonlar; hiperpireksi, pupilla dilatasyonu ve paralitik ileustur. Tedavi semptomatik ve destekleyicidir. Mide olabildiğince çabuk yıkanmalı ve bunu aktif kömür kullanımı izlemelidir. Solunum yolu açık tutulmalı ve sıvı alımı uygun olmalıdır. Devamlı olarak EKG ile izlenmesi gereklidir; ciddi kardiyak aritmiler neostigmin (Prostigmine), piridostigmin (Mestinon) veya propranolol ile tedavi edilebilirler. Kan basıncını sabit tutmak için intravenöz sıvı gerekebilir. Vücut ısısı düzenlenmelidir. Konvülsiyonları kontrol etmek için intravenöz diazepam (Valium) tavsiye edilir. Amitriptilinin aşırı dozunda verilecek spesifik bir antidot yoktur ancak fizostigminin intravenöz verilmesinin (1-3 mg) semptomları düzelttiği bildirilmiştir. Endike olan durumlarda doz tekrarlanmalıdır. Santral olarak etkili ilaçlarla, özellikle alkol ile birlikte alındığında, aşırı doza bağlı etkilerin daha şiddetli olması olasıdır.

Saklama Koşulu
30oC'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.



İlaç Fiyatı ;
2.2 YTL

İlaç Barkodu ;
*8699505120508*

PROZAC [ 20 MG 70 ML ] LİKİT

Etken Maddesi
Fluoksetin HCL

PROZAC 20 MG 70 ML LİKİT
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

İlaç Formülü ;

20mg Fluoksetin hcl Kapsül


Endiksiyonları ;

Prozac depresyonunve buna eşlik eden anksiyetinin, ayrıca bulimia nervoza ve obsesif-kompülsif hstalık tedavisinde endikedir.

Kontrendikas yonları

Fruoksetine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.

Uyarılar ve Önlemler ;

Fluoksetin ile yapılan çalışmalarda %4 oranında döküntü ve /veya ürtiker görülmüştür. Nadirde olsa döküntü görülen hastalarda karaciğer, böbrek ve akciğerlerle de ilgili olabilen ciddi sistematik olaylar gelişebileceğinden alternatif etyolojisi bilinmeyen ya da benzer bir allarjik bulgu durumunda fluoksetin uygulaması durdurulmalıdır.Fluoksetin ile tedavi edilen hastaların %10-15'inde anksiyete, sinirlilik ve uykusuzluk görülmüş, %5 bu etkiler nedeniyle tedaviyi bırakmıştır.
Fluoksetin özellikle normal kilonun altındaki depresyonlu bireylerde belirgin kilo kaybına neden olabilir. Klinik çalışmalarda fluksetin ile tedavi edilen hastaların %1 kadarında hipomani ya da mani görüldüğü bildirilmiştir.
Birçok antidepresan alkole bağlı MSS depresyonunu arttırır. Bu nedenle diğer psikoaktif ilaçlarda olduğu gibi Prozac'ın alkolle birlikte kullanımı önerilmemektedir.
Fluoksetin ile tedavi edilmekte olan 6000'den fazla hasta arasından 12 hastada konvülsiyon izlenmiştir. Fluoksetin nöbet hikayesi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
İntihar etme riski yüksek olan hastalar tedavi başlangıcında yakından izlenmeli; aşırı dıoz alma olasılığını azaltmak için reçeteye yazılan miktar en azda tutulmalıdır. Dozda yapılacak değişiklikler plazmaya ancak bir kaç hafta sonra yansır.
Depresyonun yanı sıra sistematik hastalığı da bulunan hastalarda fluoksatin kullanımıyla ilgili yeterli veri bulunmadığından böyle hastalarda dikkatli olunmalıdır. Merkezi sinir sistemiyle ilgilidiğer bir ilacıda almakta olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Fluoksetin miyokardiyel enfarktüs ya da anstabl kalp rahatsızlığı geçirmiş bireylerdeki emniyeti araştırılmamıştır. Karaciğer yetmezliğinde fluoksetin norfiuoksetin atılım yarılanma süreleri uzayacağından sirozlu hastalarda doz azaltılmalı ya da doz aralığı uzatılmalıdır.
Fluoksatinin ciddi böbrak yetmezliği olanlarda kullanımıyla ilgili bilgilr kısıtlı olduğundan böyle hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Fluoksetin glisemik kontrolü etkileyebilir, fluoksetin uygulanan diabetli hastalarda antidiabetik ajan dozu ayarlanmalıdır.
Psikoaktif ilaçlar düşünme, karar verme ve motor becerileri etkileyebileceklerinden hastalar otomobil ve tehlikeli makine kullanma yönünden uyarılmalıdır.
Fluoksetin kullanan bazı hastalarda, özellikle yaşlılar, diüretik kullananlar ve volüm eksikliği bulunanlarda ilacın bırakılmasıyla ortadan kalkan hiponatremi görülmüştür. Fluoksetin ile bağlantısı kesin olarak bilinmemekle berber,Prozac tedavisindeki bazı hastalarda trombosit fonksiyonunun değiştiği ve/veya laboratuar testlerinde anormal sonuçlar alındığı kaydedilmiştir.
Hamilelerde emniyeti kanıtlanmadığından hamile kadınlarda gerekmedikçe kullanılmamalıdır. Çocuklarda güvenirliliği ve faydası kanıtlanmamıştır. Fluoksatinin yaşlı hastalarda kullanımı sistematik olarak araştırılmamıştır.

Yan Etkileri ;

Fluoksetin ile yapılan plasebo-kontrollü klinik çalışmalarda hastalarda görüldüğü kaydedilen yan etkiler şunlardır. Sinir Sistemi: baş ağrısı, sinirlilik, uykusuzluk, sersemlik, anksiyete, titreme, baş dönmesi, yorgunluk libido azalması. Sindirim sistemi: bulantı diyare ağız kuruluğu, anoreksi, disepsi, kabızlık karın ağrısı, kusma, tat değişikliği. Deri: terleme, döküntü, kaşıntı. Genel: asteni, viral enfeksiyon, bacak ağrısı, görme bozukluğu, ateş. Solunum sistemi: üst solunum yolu enfeksiyonu, farenjit, nazal konjesyon, flu-like sendrom. Ürojenital sistem: seksüel disfonksiyon, sık idrara çıkma. Kardiyovasküler: ateş basması.

Etkileşimler ;

Fuoksetin MAO inhibitörleri ile birlikte uygulanmamalıdır. Triptofan ile birlikte kullanımı ajitasyon, huzursuzluk ve gastrointestinal bozukluğa yol açabilir. Bazı hastalarda birlikte kullanılan dizepamin yarılanma süresi uzayabilir. Fluoksetinin lityum ile birlikte kullanımı lityum düzeylerinde değişikliğe yol açabilir. Diğer antidepresanlarla kullanımı bu ajanların daha önce stabil olan kan düzeylerinin iki katının üstüne çıkmasına yol açabilir. Yüksek oranda proteine bağlanan ilaçların fluoksetin ile aynı zamanda kullanımlarında dikkatli olunmalıdır. Fluoksatin'in santral sinir sistemini aktive eden diğer ilaçlarla birlikte kullanımısistematik olarak araştırılmamıştır

Dozu Kullanma ;

Depresyon ve buna bağlı anksiyete için doz sabahları 20 mg. Prozac günde 20-80 mg dozuna da kullanılmıştır ama çok büyük bir bölümü 20 mg'dan fazlasına ihtiyaç duymaz. Haftalarca süren tedaviden sonra klinik düzelme sağlnmazsa doz arttırılabilir. Arttırma her defasında 20 mg olarak gerçekleştirilir ve günlük doz sabahları ve öğlenden sonraları 2 kısma bölünerek alınır. Buşimia nevrozda doz 60mg'dır. Obsesif-kompülsife'de 20-60 mg'dır. Bütün tedavilerde günlük maksimal doz 80mg'dır. Renal ya da hepetik disfonksiuonu olanlarda doz azaltılmalı ya da daha seyrek verilmelidir. dopz değişiklikleri doktor denetiminde gerçekleştirilmnelidir.

İlaç Fiyatı ;
12 YTL

İlaç Barkodu ;

*8699673596013*

LUSTRAL SPECIAL [ 100 MG 28 ] FİLM TABLET

LUSTRAL SPECIAL 100 MG 28 FİLM TABLET
Yerli, Beşeri bir ilaçdır.

Etken Maddesi ;
Sertralin

İlaç Formülü ;

LUSTRAL® oral uygulama için 50 mg sertraline eşdeğer sertralin hidroklorür ve boyar madde olarak titanyum dioksit içeren film kaplı çentikli tabletler halinde bulunur.

Endiksiyonları ;

LUSTRAL®, depresyon tedavisinde, hastalarda mani hikayesi olsun veya olmasın, endikedir. Tatminkar bir cevabı takiben, LUSTRAL® tedavisine devam edilmesi, depresyonun başlangıç epizodunun nüksünün veya yeni depresyon epizodlarının oluşmasının engellenmesinde etkilidir. LUSTRAL®, obsesif kompulsif bozukluk tedavisinde endikedir. Başlangıçtaki yanıtı takiben, obsesif kompulsif bozukluğun uzun süreli tedavisinde, LUSTRAL®'in, 2 yıla kadar devamlı etkinliği, emniyeti ve tolerabilitesi gösterilmiştir. LUSTRAL®, obsesif kompulsif bozukluğu olan 6 yaşından büyük pediyatrik hastaların tedavisinde de endikedir. LUSTRAL®, agorafobi ile beraber seyreden panik bozukluk dahil olmak üzere panik bozukluğu tedavisinde endikedir. LUSTRAL®, travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde de endikedir.

Kontrendikasyonları ;

LUSTRAL®, sertraline hassasiyeti olduğu bilinen hastalarda ve birlikte monoaminoksidaz inhibitörü alan hastalarda kontrendikedir. (Uyarılar/Önlemler bölümüne bakınız)

Uyarılar - Önlemler ;

Monoamin Oksidaz İnhibitörleri Sertralin ile birlikte selektif MAO inhibitörü olan selegilin ve reversibl MAO inhibitörü olan moklobemid dahil, monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) alan hastalarda, bazen fatal olabilen, ciddi reaksiyonlar bildirilmiştir. Bazı hastalarda serotonin sendromuna benzer görünümler meydana gelmiştir ki bu sendromun semptomları şunlardır: hipertermi, rijidite, miyokloni, vital bulgularda muhtemel hızlı dalgalanmalarla birlikte otonom değişkenlik, konfüzyon, irritabilite dahil mental durum değişiklikleri, deliryum ve komaya varabilen ileri derecede ajitasyon. Bu nedenle, sertralin MAOI ile kombine olarak veya MAOI tedavisinin kesilmesinden sonraki 14 gün içinde kullanılmamalıdır. Benzer şekilde, MAOI tedavisi başlatılacaksa sertralinin kesilmesinden sonra arada en az 14 gün bulunmalıdır (Kontrendikasyonları bölümüne bakınız). Diğer Serotonerjik İlaçlar Farmakodinamik etkileşme olasılığından dolayı, triptofan, fenfluramin veya 5-HT agonistleri gibi serotonerjik nörotransmisyonun etkilerini artıran ilaçlarla birlikte sertralin alınırken dikkatli olunmalı ve mümkünse bu kombinasyonlardan kaçınmalıdır (İlaç Etkileşmeleri bölümüne bakınız). Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI), Antidepresan veya Antiobsesif İlaçlardan Sertraline Geçiş SSRI'nden, antidepresanlardan veya antiobsesif ilaçlardan sertraline geçiş yapılırken, en uygun zamanlama konusunda sahip olunan kontrollü deneyimler sınırlıdır. Özellikle fluoksetin gibi uzun etkili ajanlardan sertraline geçerken dikkatli ve titiz bir medikal değerlendirme yapılmalıdır. Bir selektif serotonin geri alım inhibitöründen (SSRI) diğerine geçiş için gerekli arınma (wash out) zamanı belirlenmemiştir. Mani / Hipomani Aktivasyonu Erken klinik çalışmalar sırasında sertralin ile tedavi edilen hastaların yaklaşık % 0.4'ünde mani veya hipomani aktivasyonu görülmüştür. Major duygulanım bozukluğu olan ve piyasadaki diğer antidepresanlarla ve antiobsesif ilaçlarla tedavi edilen hastaların küçük bir oranında da mani/hipomani aktivasyonu bildirilmiştir. Konvülsiyonlar Konvülsiyonlar antidepresan ve antiobsesif ilaçlar için potansiyel bir risktir. Sertralin, anstabil epilepsili hastalarda kullanılmamalı ve epilepsisi kontrol altında olan hastalar dikkatle gözetim altında tutulmalıdır. Hastada konvulsif nöbetler oluşursa sertralin tedavisi derhal kesilmelidir. İntihar Depresyonda intihar girişimi olasılığı bulunması ve belirgin remisyon oluşuncaya kadar devam edebilme ihtimali nedeni ile, hastalar tedavinin başlangıç dönemlerinde yakın olarak izlenmelidir. Vasıta Sürme/Makine Kullanma Sertralinin psikomotor performans üzerine hiç bir etkisi yoktur. Ancak psikotrop ilaçlar, vasıta sürme veya makine kullanma gibi potansiyel olarak tehlikeli işlerin yapılabilmesi için gerekli zihinsel ve fiziksel kabiliyetleri azaltabileceğinden, hasta gereğince uyarılmalıdır. Karaciğer Yetmezliğinde Kullanım Sertralin yoğun bir biçimde karaciğerde metabolize olur. Çok dozlu bir farmakokinetik çalışmada, normal kişilerle karşılaştırıldığında, hafif stabl sirozu bulunan hastalarda daha uzun eliminasyon yarı ömrü ve yaklaşık 3 kat artmış EAA (Eğri Altı Alanı) ve Cmaks bulunmuştur. Plazma proteinlerine bağlanmada iki grup arasında anlamlı bir farklılık olmamıştır. Sertralin karaciğer hastalığı olan kişilerde ihtiyatla kullanılmalıdır. Karaciğer bozukluğu olan hastalara daha düşük veya daha seyrek doz verilmelidir. Böbrek Yetmezliğinde Kullanım Sertralin büyük oranda metabolize olur. İdrarda değişmemiş ilacın atımı, eliminasyonun minör bir yoludur. Hafif ve orta şiddetli böbrek bozukluğu olanlarda (kreatinin klirensi 30-60 ml/dak) veya orta şiddetli ve şiddetli böbrek bozukluğu bulunanlarda (kreatinin klirensi 10 - 29 ml/dak) çok doz farmakokinetik parametreleri (EAA 0-24 ve Cmaks) belirgin fark göstermez. Yarı ömürleri yakın olmuştur ve plazma proteinlerine bağlanmada farklılık olmamıştır. Sertralinin düşük renal atılımından beklendiği gibi sertralin dozu, böbrek yetmezliğinin derecesine bağlı olarak ayarlanmak zorunda değildir. Çocuklarda Kullanım 6-17 yaş grubundaki depresyonlu veya obsesif kompulsif bozukluğu olan hastalarda sertralin yetişkinlerdekine benzer bir farmakokinetik profil gösterir. Hamilelikte Kullanım Hamilelik kategorisi C�dir. Gebelik esnasında, sertralin ancak öngörülen yararlar risklerden fazlaysa kullanılmalıdır. Emzirme Döneminde Kullanım Emziren annelerde kullanımı; doktor tarafından yararının riskinden daha fazla olduğu düşünülmedikçe önerilmemektedir. Eğer hamilelikte ve/veya emzirme döneminde sertralin kullanılıyorsa, hekim, sertralinin de dahil olduğu SSRI grubu antidepresanları kullanan bazı annelerin yenidoğan bebeklerinde rapor edilen, aniden kesilme reaksiyonlarıyla uyumlu semptomların da dahil olduğu semptomların bildirildiğinin farkında olmalıdır. Çocuk doğurma çağındaki kadınlar, sertralin alırken, uygun bir doğum kontrol yöntemi uygulamalıdırlar. Yaşlılarda Kullanım Yaşlılarda sertralinin etkinliği ile advers etkilerin tipi ve insidansı genç hastalarınki ile aynıdır.

Yan Etkiler ;

Klinik Çalışmalarda Elde Edilen Veriler; Depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk için yapılan çok dozlu klinik çalışmalarda sertralin kullanımı ile plaseboya göre daha sık görülen yan etkiler: Otonom sinir sistem: ağız kuruluğu ve terleme artışı Santral ve periferik sinir sistemi: baş dönmesi ve tremor Gastrointestinal sistem: diyare/yumuşak gaita, dispepsi ve bulantı Psikiyatrik: iştahsızlık, uykusuzluk ve somnolans Üreme: seksüel disfonksiyon (esas olarak erkeklerde ejakülasyon gecikmesi) Obsesif kompulsif bozukluğu ve panik bozukluğu olan hastalarda gözlenen yan etki profili depresyon hastalarında görülenlere benzerdir. Pazarlama Sonrasında Elde Edilen Veriler: Pazarlama sonrasında sertralin alan hastalarda görülen ancak ilaçla muhtemel ilişkisi kanıtlanmamış olan advers olaylar aşağıda listelenmiştir. Advers olaylar Dünya Sağlık Örgütü'nün terminolojisine bağlı kalınarak sınıflandırılmışlardır. Seyrek; hastalarda  1/100 oranında görülen istenmeyen olayları, nadir; hastalarda  1/100 ile  1/1000 aralığında görülen istenmeyen olayları ve çok nadir; hastalarda  1/1000 oranında görülen istenmeyen olayları tanımlamak için kullanılmıştır. Otonom sinir sistemi: Nadir: midriazis; Çok nadir: priapizm Tüm vücut: Seyrek: asteni, halsizlik ve sıcak basması; Nadir: ateş; Çok nadir: alerjik reaksiyonlar, alerji Kardiyovasküler sistem: Seyrek: göğüs ağrısı, çarpıntı; Nadir: hipertansiyon, periorbital ödem, senkop ve taşikardi Santral ve periferik sinir sistemi: Seyrek: baş ağrısı, hareket bozuklukları (hiperkinezi, hipertoni, diş gıcırdatma veya yürüyüş şekli anormalliklerini de içeren ekstrapiramidal semptomlar), parestezi, hipoestezi; Nadir: migren; Çok nadir: koma, konvülsiyonlar. Ayrıca serotonin sendromu ile görülen belirti ve semptomlar bildirilmiştir: Bazı vakalarda serotonerjik ilaçların beraber kullanımı ile görülen bu yan etkiler, ajitasyon, konfüzyon, fazla terleme, diyare, ateş, hipertansiyon, rijidite ve taşikardiyi içerir. Endokrinolojik: Çok nadir: galaktore, hiperprolaktinemi ve hipotroidizm. Gastrointestinal sistem: Seyrek: karın ağrısı ve kusma; Çok nadir: pankreatit Hemopoietik sistem: Nadir: purpura; Çok nadir: değişmiş trombosit fonksiyonu, kanama anomalisi (epistaksis, gastrointestinal kanama veya hematüri gibi) lökopeni, ve trombositopeni Laboratuar değişiklikleri: Çok nadir: anormal klinik laboratuar sonuçları. Karaciğer / safra: Çok nadir: serum transaminazlarında (SGOT ve SGPT) asemptomatik artışlar, ciddi karaciğer olayları (hepatit, sarılık ve karaciğer yetmezliği dahil) Metabolik / beslenme: Çok nadir: hiponatremi ve serum kolesterolünde artış Psikiyatrik: Seyrek: ajitasyon, anksiyete; Nadir: depresif semptomlar, hallüsinasyon; Çok nadir: agresif reaksiyon ve psikoz Üreme: Seyrek: menstrual düzensizlikler Solunum: Çok nadir: bronkospazm Deri: Seyrek: döküntü; Nadir: alopesi; Çok nadir: anjioödem ve eritema multiforme gibi ciddi eksfoliatif deri hastalıklarına dair seyrek raporlar Üriner: Çok nadir: yüzde ödem ve üriner retansiyon Diğer: Çok nadir: sertralinin kesilmesinin ardından rapor edilen semptomlar. Bu semptomlar, ajitasyonu, anksiyeteyi, baş dönmesini, baş ağrısını, bulantıyı ve paresteziyi içerir. BEKLENMEYEN BİR ETKİ GÖRÜLDÜĞÜNDE DOKTORUNUZA BAŞVURUNUZ

Etkileşimler ;

Monoamin Oksidaz İnhibitörleri: ( Kontrendikasyonlar ve Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız.) SSS Depresanları ve Alkol Günde 200 mg sertralinin birlikte alınması, sağlıklı kişilerde alkolün, karbamazepinin, haloperidolün veya fenitoinin kognitif ve psikomotor performans üzerindeki etkisini arttırmaz. Ancak sertralinin alkol ile birlikte kullanımı tavsiye edilmemektedir. Lityum Lityum ve sertralinin birlikte verilmesi lityum farmakokinetiğini anlamlı olarak değiştirmez. Ancak muhtemel bir farmakodinamik etkileşmenin işareti olabilecek şekilde tremorda artış oluşturur. Sertralin, lityum gibi serotonerjik mekanizmalar yolu ile etki eden ilaçlarla birlikte kullanıldığında, hastalar uygun bir şekilde izlenmelidir. Fenitoin Kronik 200 mg/gün sertralin uygulaması, fenitoinin metabolizmasında klinik açıdan önemli bir inhibisyon oluşturmaz. Gene de, sertralin terapisinin başlanmasının ardından, uygun fenitoin doz ayarlamaları ile, plazma fenitoin konsantrasyonlarının izlenmesi tavsiye edilir. Sumatriptan Sertralin ve sumatriptan kullanımının ardından güçsüzlük, hiperrefleksi, koordinasyon bozukluğu, konfüzyon, anksiyete ve ajitasyon görülen hastalara dair seyrek pazarlama sonrası raporlar mevcuttur. Sertralin ve sumatriptanın beraber kullanımı klinik açıdan gerekli ise, hastanın uygun şekilde gözlenmesi önerilir. (Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız) Serotonerjik İlaçlar : (Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız.) Proteinlere Bağlanan İlaçlar Sertralin plazma proteinlerine bağlandığından, plazma proteinlerine bağlanan diğer ilaçlarla etkileşme potansiyeli bulunduğu akılda tutulmalıdır. Ancak diazepam, tolbutamid ve warfarin ile ayrı ayrı kullanılan sertralinin, substratın proteinlere bağlanması üzerine anlamlı bir etkisi gösterilmemiştir. (Diğer İlaç Etkileşmeleri alt bölümüne bakınız) Varfarin Varfarin ile birlikte günde 200 mg sertralin verilmesi, protrombin zamanında klinik önemi bilinmeyen, küçük bir artışa sebep olmuştur. Bu nedenle, sertralin tedavisi başlatıldığında veya kesildiğinde protrombin zamanı dikkatlice izlenmelidir. (CYP 2C9 alt bölümüne bakınız) Diğer İlaç Etkileşmeleri Diazepam veya tolbutamidin günde 200 mg sertralin ile birlikte verilmesi, bazı farmakokinetik parametrelerde, küçük değişikliklere sebep olmuştur. Simetidin ile birlikte verilmesi sertralin klirensinde önemli düşüşlere sebep olmuştur. Bu değişikliklerin klinik önemi bilinmemektedir. Sertralin, atenololün beta adrenerjik blokaj aktivitesini etkilememiştir. Glibenklamid veya digoksin ile birlikte günde 200 mg sertralin verilmesiyle bir etkileşme gözlenmemiştir. Elektrokonvulsif tedavi (EKT) EKT ve sertralinin kombine kullanımının yarar ve zararlarını gösteren klinik çalışmalar bulunmamaktadır. Sitokrom P450 (CYP) 2D6 Tarafından Metabolize Edilen İlaçlar İzoenzim CYP 2D6�nın aktivitesini inhibe etme bakımından antidepresanlar arasında farklılık vardır. Bu durumun klinik önemi, inhibisyonun derecesine ve beraber uygulanan ilacın terapötik indeksine bağlıdır. Dar terapötik indeksli CYP 2D6 substratları, trisiklik antidepresanlar ile propafenon ve flekainid gibi Sınıf I C antiaritmikleri içerir. Rutin etkileşme çalışmalarında sertralinin günde 50mg kronik dozu ile CYP2D6 izoenzim aktivitesinin bir markeri olan desipraminin kararlı durum plazma düzeylerinde minimal bir yükselme (ortalama %23-37) görülmüştür. Diğer CYP Enzimleri (CYP 3A3/4, CYP 2C9, CYP2C19, CYP 1A2) Tarafından Metabolize Edilen İlaçlar CYP 3A3/4: Günde 200 mg sertralinin kronik uygulamasının, CYP 3A3/4�ü inhibe etmediği gösterilmiştir. CYP 2C9: Sertralin,CYP 2C9'un klinik olarak ilgili bir inhibitörü değildir. CYP 2C19: Sertralin,CYP 2C19'un klinik olarak ilgili bir inhibitörü değildir. CYP 1A2: İn vitro çalışmalarda sertralinin CYP 1A2 inhibisyon potansiyeli çok azdır ya da hiç yoktur.

Dozun Kullanımı ;

LUSTRAL®, sabah veya akşam günde tek bir doz halinde verilmelidir. LUSTRAL® tablet gıdalarla birlikte veya ayrı verilebilir. Tedavinin Başlangıcı Depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk - LUSTRAL® tedavisi günde 50 mg dozda uygulanmalıdır. Panik Bozukluğu ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu- Panik bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu için tedaviye günde 25 mg ile başlanmalıdır. Bu amaçla 50 mg�lık tablet, ikiye bölünebilir çentikli tablet formunda sunulmuştur. Bir hafta sonra doz, günde tek doz 50 mg'a yükseltilmelidir. Bu doz ayarlaması, panik bozuklukta karakterize olan tedavinin erken dönemindeki beklenmedik yan etkilerin sıklığını azaltır. Doz Artışı Depresyon, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Panik Bozukluk ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu- 50 mg doza yanıt vermeyen hastalar, dozun arttırılmasından fayda sağlayabilirler. Doz değişimlerinin arasında en az bir hafta olmalıdır. Doz en fazla günde 200 mg'a artırılabilir. Terapötik etkinin başlaması 7 gün içinde görülebilir. Ancak, özellikle obsesif kompulsif bozukluğunda, terapötik cevabın ortaya çıkması için genellikle daha uzun süreler gerekmektedir. İdame - Uzun süreli tedavi sırasında doz, en düşük etkin seviyesinde tutulmalı ve terapötik cevaba göre müteakip ayarlamalar yapılmalıdır. Çocuklarda kullanım - LUSTRAL®'in emniyet ve etkisi, 6 - 17 yaş arasındaki obsesif kompulsif bozukluğu olan pediyatrik hastalarda ortaya konmuştur. 13 - 17 yaş arasındaki obsesif kompulsif bozukluğu olan pediyatrik hastalarda LUSTRAL® uygulamasına 50 mg/gün dozunda başlanmalıdır. 6 - 12 yaş arasındaki obsesif kompulsif bozukluğu olan pediyatrik hastalarda LUSTRAL® uygulamasına 25 mg/gün dozu ile başlanmalıdır. Bu amaçla 50 mg�lık tablet, ikiye bölünebilir çentikli tablet formunda sunulmuştur. Bir hafta sonra 50 mg/gün dozuna yükseltilmelidir. Cevabın yetersiz olduğu durumlarda müteakip dozlar, ihtiyaca göre 50 mg/gün'lük artışlarla 200 mg/gün'e kadar yükseltilebilir. Klinik bir çalışmada, 6 - 17 yaş arasındaki depresyonlu veya obsesif kompulsif bozukluk hastalarında, LUSTRAL®'in farmakokinetiğinin, yetişkinlerdekine benzer olduğu ortaya konmuştur. Ancak, aşırı dozdan kaçınmak için doz 50 mg'ın üzerine çıkarılırken, çocukların yetişkinlere nazaran genellikle daha az vücut ağırlıkları olduğu düşünülmelidir. Çocuklarda ve büyüme çağındaki gençlerde doz artışı - LUSTRAL®'in eliminasyom yarı ömrü yaklaşık 1 gündür; doz değişiklikleri 1 haftadan kısa aralıklarla yapılmamalıdır. Yaşlılarda kullanım - Yaşlı hastalarda, daha genç hastalardaki doz aralığı kullanılabilir. Advers etkilerin oluşumu ve insidansı (görülme sıklığı) daha genç hastalardakine benzerdir. Karaciğer yetmezliğinde kullanım - Karaciğer bozukluğu olan hastalarda LUSTRAL®' kullanımı esnasında dikkatli olunmalıdır. Karaciğer bozukluğu olan hastalarda, daha düşük veya daha seyrek doz kullanılmalıdır. Böbrek yetmezliğinde kullanım - LUSTRAL®' büyük oranda metabolize olur. İdrarda değişmemiş ilacın atımı eliminasyonun minör bir yoludur. LUSTRAL®' düşük renal atılımından beklendiği gibi LUSTRAL®' dozu, böbrek yetmezliğinin derecesine bağlı olarak ayarlanmak zorunda değildir (Uyarılar / Önlemler bölümüne bakınız). Doz Aşımı Doz aşımı halinde sertralinin geniş bir emniyet sınırı vardır. Tek başına sertralinin 13,5 g'a kadar olan aşırı dozlarının kullanımı bildirilmiştir. Sertralinin aşırı dozlarının özellikle diğer ilaçlar ve/veya alkol ile birlikte kullanımı sırasında ölüm vakaları bildirilmiştir. Bu nedenle, her türlü doz aşımı yoğun bir şekilde tedavi edilmelidir. Doz aşımı semptomları, somnolans, gastrointestinal rahatsızlıklar (bulantı ve kusma gibi), taşikardi, tremor, ajitasyon ve baş dönmesi gibi serotonine bağlı yan etkileri içerir. Daha seyrek olarak koma rapor edilmiştir. Sertraline karşı spesifik bir antidot yoktur. Gerektiğinde havayolu açılır ve yeterli oksijenasyon ve ventilasyon sağlanır. Doz aşımı tedavisinde lavaj kadar veya daha etkili olması nedeniyle bir katartik ile birlikte kullanılabilen aktif kömür uygulaması düşünülmelidir. Kusturma tavsiye edilmez. Genel semptomatik ve destekleyici tedavi yanında kardiyak ve vital bulguların monitorize edilmesi önerilmektedir. Sertralinin büyük dağılım hacmi nedeni ile zorlu diürez, dializ, hemoperfüzyon ve değişim transfüzyonunun yararlı olması muhtemel değildir.

İlaç Fiyatı ;

30.63 YTL

İlaç Barkodu ;

*8699532095428*
Reçeteli Verilir.